Bodrum seyahati

Story Info
Karım Bodrumun altını üsütüne getiriyor.
6.5k words
3.36
22.5k
1
Share this Story

Font Size

Default Font Size

Font Spacing

Default Font Spacing

Font Face

Default Font Face

Reading Theme

Default Theme (White)
You need to Log In or Sign Up to have your customization saved in your Literotica profile.
PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here
aykendu
aykendu
25 Followers

Sıcak yaz aylarının en güzel tarafı motorsikletinize atlayıp Bodruma gitmektir..Nedenmi Bodrum'a? Bu sorunun cevabı gayet basit.Deniz ve doğa güzelliklerinin eğlence hayatı ile bu kadar mükemmel birleştiği bir başka yer daha yokta ondan.Hemde ne eğlence , sınırları tarif edilemeyen, doyumsuz bir zevk girdabının içine girmek ancak bu eşsiz beldede mümkün.

İşte bende bu beldenin hayranlarından biri olduğum için ne zaman tatil imkanı yakalasam her seferinde bu defa başka bir yere gideceğim dememe rağmen yola çıkınca rotam kendiliğinden buraya doğru döner.Sanki diğer yerler Çin cumhuriyeti kadar uzak gelir bana , mesafe olarak daha yakın olsalar bile.

İşte bu gün yine ayn kararın eşiğindeyim.Tatile gidilecek , motorsikletle gidilecek ; öyleyse istikamet Bodrum.

Sabahın ilk ışıkları ile birlikte yola koyulduk . Ayrılmaz üçlü ben , Harley Davidson ve güzel karım; yeni bir heyecanın çağrı sinyalleri ile hareket ediyorduk.Havalar çok sıcak olduğu için fazlaca giyinme ihtiyacı olmuyor,bu nedenle üzerimize ve yanımıza fazla giysiler almadan seyahat edebilme rahatlığının ve özgürlüğünün keyfını her zaman olduğu gibi çıkarıyorduk.En gerekli malzemeler olan mayo , havlular ve günes yağı,birkaç t-shirt ve blue jean bunlar benim için fazlasiyle yeterli , ancak karım için aynı şeyler söylenemez tabii.Yüklü bir makyaj ve vücut bakım seti,tanga ve bikiniler dizisi,gece ve gündüz için ayrı kıyafet ve ayakkıblar.Bütün bunlar nereyemi sığıyor o küçücük motorsikletin üzernde diye sormayın sakın. Harley Davidson dedik, hemde en fiyakalısı.Üzerinde geniş bagajlar,rahat maroken deri koltuklar,dört hoparlörlü muhteşem bir müzik seti,telsiz ve bunun yanında başka teknik özelliklerileriyle bu motorsiklet eşsiz bir seyahat aracıdır.Bir gün içerisinde 1000km.den fazla yol yapabilirim bu araçla eğer omuzlarıma devamlı masaj yapan karım da arkamdaysa tabii.Bazen düz ve uzun yollarda seyahat ederken otopilota bağlayıp birer soğuk biranın tadına bakmak , rock müziğinin etkisiyle coşup hayattan daha fazla zevk almak kaçınılmazdır.Ancak bunun neticesinde damarlarda kan daha hızlı akmaya başlayınca benzin deposu ile aranızdaki mesafe artık daralmaya başlar önünüzde.

Bu keyfi yaşamanın belirtilerini gösteren erkeklik organına hapsolduğu alan rahatsız edici gelir.Arkadaki seksi hatunun devreye girme zamanı artık gelmiştir.

Hemen motorsikleti ana yoldan çıkarıp ıssız ağaçlıklı yan yollardan birine sevkedip rahatça davranabileceğimiz bir konuma geldik.Müziğin tahrik edeici sounduna uyup aletimi dışarı çıkardım ve sevgili karımın o şefkatli parmaklarına terkettim.Aracı durdurmamış ağır bir süratle hareket halinde idik.Ben sol elimi arkaya uzatıp karımın şortunun aralığından bacakarasına daldırdım.Uzvu sıcaktan ve zevkten ıslanmaya başlamıştı.Parmaklarımı geriye doğru itip uzvunun içine soktum.O da bana sıkıca sarıldı,sırtımda sütyensiz diri göğüslerini hissediyordum. Boynuma öpücükler konduruyor, beni tahrik ediyordu.Aynı zamanda avucunun içine aldığı aletimide sıvazlamayı ihmal etmiyotdu.

Böyle bir beş on dakika kadar devam ettik,fakat ben artık patlama noktasına geldiğim için ağaçların kenarına ,yoldan hafif içeri doğru yavaşlayarak durdum.Bu işin bir icabına bakalım dedim ve motoru boşa alıp çalışır vaziyette yan ayağa aldıktan sonra üzerinden indim.Müzik hala bütün hızıyla çalıyor bu beni suç işlemeye teşvık ediyordu.Arkada oturan karımı iki elimle belinden kavrayıp havaya kaldırdım , o da ellerini boynuma dolayıp aracın üstünden aşağı indi.Üzerinde paçaları bol bermuda bir şort ve penye , askıılı bir t shirt vardı.Motorsiklet çalışır vaziyette iken -- bu motorun gürültüsü insanı dinlerken orgazma getirir - arka tarafa geçtim ve karımın şortunun bel lastğini iki elimin parmaklarını geçirip hızla aşağı çektim.O iki eliyle Harley'e dayanıp bacakları açık ve arkası bana dönük olarak eğilmiş bir vaziyette önümde duruyordu.Şortu dizlerinin altına inmiş beyaz kalçaları yarı aralık , nabız gibi atan aletimin içine girmesini sabırsızlıkla bekliyordu.Daha fazla beklemeden iki elimle kalçalarını mümkün olduğu kadar ayırıp açılan vajinasının dudaklarının arasına doğru hızlı bir hamle yaptım.Yol boyunca sıvazlanan taş gibi olmuş penis karımın içerisine sertçe girince ağzından kısa bir çığlık koptu.

" Heyy, içime kazıkmı sokuyorsun,yavaşol bakalım!" diyince, bende " pardon canım çok heyecanlandım" diyerek özür diledim.

İki eilimle kalçalarına yapışıp hızlı hareketlerle içine girip çıkmaya başladım.Uzvu sulanmış giriş çıkışlarada şıpırtıyı andırır sesler çıkarıyordu.Birkaç dakika içinde orgazmın sınırına geldim bunu hisseden karım"sakın içime boşalma burada temizlenemem"deyince hemen durdum ve içinden çıkardığım aletimi onu diz üstü çökertip ağzına verdim.Karımın ağzına aldığı bir uzvun hiç şansı yoktur ,birkaç saniye içinde bütün spermlerimi son damlasına kadar ağzının içine boşalttım. Fışkırmalar bitmesine rağmen o aletimi hemen bırakmayıp biraz daha emdi ve kenarlarında kalan menileride diliyle iyice temizleyip görevini başarı ile yerine getirdi.Dudaklarına kısa bir teşekkür öpücüğü kondurup tekrar yola koyulduk.

Bu kısa ama etkili aşk molası ikimizide acıktırmıştı.Yol kenarındaki çöp şiş lokanta larından birine dalıp karnımızı iyice doyurduk.Arkasından bir keyifli sigara tüttürüp artık bir daha durmamak üzere Bodrum'a doğru gazlamaya başladık. Aracımızın konforu bir Mersedes araba ile mukayese edilebilecek kadar yüksekti,bu nedenle son hızla tepe , düzlük, viraj demeden akşama doğru otelimizin önüne vardık. Bizim için ayrılan havuz kenarına yakın süit dairemize yerleşip hemen üzerimizden yolun kirini ve yorgunluğunu atmak için duşa girdik.

Duşun ılık suları altında dudaklarımız yeniden birleşti ve onca yorucu yol gelme mize rağmen suyun verdiği zindelik ile yeniden ateşlenmiştik.Ben karımın boynuna dudaklaarımı yapıştırdım ve çürütürcesine emmeye başladım , ellerim ise arkasına dolanmış kalçalarını sıkıca kavramıştı.Karım iki eli ile ön tarafımda hızla dikleşmiş olan iri aletimi ancak kavrayabilmişti.Ellerini ileri geri oynatarak bana masturbasyon yapmaya başladı.

"Yağma yok bu sefer içine boşalacağm" diyerek onu domaltıp arkasına geçtim,vakit kaybetmeden önümde beni bekleyen bu eşsiz aşk tünelinin içine girdim.

Kadife kaplı duvarların arasında hızla ilerleyen kamışım karımın uzvunun sonuna kadar girmişti bir hamlede.

"Nasıl şimdi daha iyi hissediyormusun beni içinde" diye sorunca

"evet canım içimi fazlasıyle doldurdun , bacaklarım titriyor zevkten" diye cevap verdi karım.

Onu daha da zevklendlrecek hatta zevkten gebertecek hamlelerime başladım ve tepkisini çok çabuk aldım.Banyonun içerisinde yankılanan zevk çığlıkları.Üzerine doğru eğilip iki elimi vücudunun yanlarından boşlukta sallanan memelerinin üzeründe kenetledim ve onları olanca gücümle sıkarak zevk çığlıklarını bir senfoniye dönüştürdüm.

Kısa zaman içerisinde benimde bacaklarım titremeye başladı ve kesik kesik fışkırmalarla karımın içine boşaldım.O da içinden çıkan organıma hırsla saldırıp ağzının içine aldı ve somururcasına emip yalayarak herzamanki titzliğiyle temizlik görevini yaptı.Birazdan kurulanıp ikimizde geniş yatağımıza uzandık.Karım başını göğsüme yaslayıp kendinden geçti. Ben ise yine bir keyif sıgarası tüttüryordum. Televizyonda harika bir müzik programı vardı , onu seyre koyulmuştumki kapı çalındı.Kapıyı açmak üzere doğruldum ve karımın başını iki elimle uyandırmadan yastığa yerleştirip odadan dışarı çıktım.Banyodan bornozu alıp hızla üzerime geçirdim ve kapıya yöneldim.Gelen oda servisi idi. Otelin genel müdürü devamlı müşterilerine yolladığı meyve ve şarabı bu sefer unutmuş ancak biz odaya yerleştiktem sonra yollayabilmişti.Garson çocuk bunun için müdürü adına özür diledi.Bende önemi yok diyip salonun ortasında bulunan masanın üzerine bırakmasını istedim.

Ben kapıyı kapatırken genc garson salona doğru ilerledi. Yatak odasının acık olan kapısının önünden geçerken az kalsın tökezliyordu.

Karım içeride çırılçıplak,yüzükoyun uzanmış sağ bacağı karnına kadar bükük vaziyette ve açılan kalçalarının arasında muhteşm uzvu gözüküyordu.Garson kendisini hemen toparlayıp devam etti ve masanın üzrine tepsiyi bırakarak bana sordu "şarabınızı açmamı istermisiniz efendim?"

Ben açmasını rica edip gardroptaki giysimin içinden ona bahşiş vermek için yatak odasına girdim.Cüzdanımın içinden parayı alıp dönerken karımın poposuna bir öpücük kondurdum.Eminim garson bu manzara karşısında küçük dilini yutabilirdi şaşkınlıktan.Ona teşekkür edip bahşişi uzattım ve adını sordum"Orhan efendim"dedi.20 yaşlarında esmer bir delikanlıydı.Civardan bir yerden olduğu teninin esmerliğinden belliydi.Geri dönüp kapıya doğru ilerlerken yatak odasının kapısı önünde bu sefer duraklamadan geçti ama eminim gözleri yana kayıp şaşı olma tehlikesi geçirmiştir.

İlk geceyi odamızda meyve ve şarap ile yetinerek geçirdik,zira hem yorgunduk hemde yarın erken kalkıp yat turuna gidecektik.Derin bir uykudan sonra sabahın ilk ışıkları yatak odamızın yarım açık jaluzilerinden içeri girmeye başladığında uyanmıştım.Karım hala uyuyordu , onu uyandırmaya çalıştım

"bebeğim bu gün tura gideceğiz artık kalkmalısın"diyince anlamsız bir mırıldan mayla cevap verdi.

Görünüşe göre tura gitme niyetinde değil aksine uyumak istyordu.Benimle gelmeyeceeeğini anlayınca banyo alıp dışarı çıktım.Kahve ve croissan ile yapılan kısa bir kahvaltıdan sonra Harleyime atlayıp limana gittim ve keyifli bir gün geçirmek dileğiyle geziye başladık.

Teknede 15 kişi kadardık,hepsi yabancı idiler.İngiliz turistler ağırlıkta idi ,iki de yalnız seyahat ettiklerini sonradan öğrendiğim Hollandlı kız.İkside çok neşeli idiler.Nicole ve Solange 19-20 yaşlarında bakımlı ve alımlı iki genç kız.Nicole sarışın Solange ise kızıldı.Bütün gün onlarla arkadaşlık etmeye karar vermiştim.Onlar da bana ısınınca hoş bir sohbet başladı.Esprili konuşmalarımız kahkahalarımızla devam etti ve akşama dek aynı havada kaldık.Güneşli ve sıcakbir gündü ve serin Bodrum koylarında yüzerek ferahladık.Akşam üzeri, güneşin batışına yakın bir zamanda, diğer teknelerle beraber Bodruma döndük.Tekneden kızlarla beraber indik ve limanın kenarına park ettiğim Harleyi görünce bir çığlık attılar.Hele onun benim motorsikletim olduğumu öğrenince çok sevindiler.

"Bizide gezdirirmisin?"diye sordu Nicole.

"Tabii ama sadece bir kişilik yer var arkamda "deyince Solange bizde sırayla bineriz o zaman" diye cevap verdi.

Kaldıkları otelin telefon numaralarını alıp onlara veda ettim.Otele doğru giderken kendi kendime "ulan şansa bak iki nefis yaratık birden,yalnız olsam böyle fırsat çıkmaz karşıma"diyerek hayıflanmıştım.

Kısa bir yoldan sonra otelimizin önüne geldim .Harleyimi garaja çekip park ettim.O anda parkın etrafını süsleyen renkli güzel çiçekler çekti dikkatimi.Güzel karıma onlaardan bir demet yapıp onu sevindirmeliydim.En güzellerinden seçip küçük bir demet yaptım ve resepsiyonun önünden geçip havuzun bulunduğu iç avluya doğru yürüdüm.

Avlunun çevresinde otel odaları dizilmişti,ortasında ise orta büyüklükte bir yüzme havuzu.Havuzun kenarından 10 metre kadar uzakta ise restaurant bulunuyordu.Akşam yemeği için hazırlıklar bitmiş insanlar barda ilk aperatiflerini alıp yemek için vakit geçiriyorlardı.Yüzümü havuzun bulunduğu yöne doğru dönünce çok ilginç bir manzara ile karşılaştım.Havuzun kenarlarında onlarca şamdan dizilmiş alacakaranlıkta mistik bir aydınlık veriyorlardı.Boy boy ve değişik değişik çiçekler aranjman ve buketler halinde havuzun kenarına dizilmişti.

Suyun üzerinde birsürü çiçek yüzüyordu.

Bu hazırlığa bir anlam veremezken birden suyun içiersinden çıkarak beline kadar suyun üzerine sıçrayan göğüsleri çıplak bir kadın, karım Nil belirdi.Şaşkınlığımı gizlemem mümkün değildi.Ancak yabancı romantik filmlerin sahnelerinde görülen bu manzara beni gerçekten çok etkilemişti.

Daha sonra gözüm havuzun kenarında bekleyen garson Orhana ilişti.Delikanlı elinde tuttuğu şampanya şişesınden yanında durduğu sehpanın üzerine bulunan bardağı dolduruyordu.Sehpanın yanında bir sandalye vardı ve üzerinde Nil'e Tunusdan aldığım o çok özel altın sarısı giysi asılmıştı

Ben bu olanlara gerçekten bir anlam veremiyordum, ancak karımın aldığı keyifi görünce şaşkınlığım yavaşca sevince dönmüştü.Fakat birşeyden rahatsız olmuştum; havuzun kenarını bir floriuma çeviren o çiçekler.Bir an arkmda gizlediğim küçk çiçek buketinin ne kadar zavallı kaldığını hissetdip onu bir kenara fırlattım.Garson Orhan doldurduğu şampanya bardağını Nil'e uzatmak için havuzun kenarında iki kat olmuş, karım ise ona gülümseyerek teşekkür ederken ,garsonun bakışları Nilin , üzerinden sular damlamakta olan,uçları dimdik olmuş , muhteşem göğüslerine kilitlenmişti.İşte yine tipik çılgınlıklarınıdan birini yapıyordu ve çevrede bulunan insanların hayran bakışları arasında adeta bir su perisi kadar güzel olmasından kıvanç duyuyordu .Beni görünce seviçle el sallayıp kadehini bana doğru kaldırdı.Bir koşuda yanına ulaştım ve havuzun kenarına diz çökerek önce elindeki şampanya bardağından bir yudun aldım sonrada etli dudaklarına yapışarak şehvetli bir şekilde öptüm.İşte bu öpücük barın kenarında oturmakta olan turistlerin takdir alkışlarını kazanmış garson

Orhan ise utançtan kıpkırmızı olmuştu.Şehvetli öpüşmenıin tesiriyle onunla oracıkta sevişmek istiyordum ama o kadatıda fazlaydı artık.Kulağına fısıltı ile

"hemen odamıza gitmezsek seni burada becerebilirim"dedim.

Seksi bir kikirdemeyle cevap verdi ve ellerini boynuma doladı.

Ben de onu havuzdan dışarı çıkarmak için kollarımı uzattım ve seksi kedim kollarıma sıçrayıverdi.Onu şimdi sırılsıklam bir vaziyette kollarımda taşıyordum, üstü çıplak altında ise minicik kırmızı bir kilot vardı ve çok fazla bir yerini gizlediği söylene mezdi. Hemen havuzun kenarında bulunan odamızın kapısını,biz otelde olduğumuz müddetle aralık olduğundan , hafif bir tekmeyle açarak onu içeri taşıdım.Vücudu ıslak olduğu için yatak odasına değilde salona girmeyi tercihettim ve onu geniş kanapenin üzerine yavaşça bıraktım.Kafası keyifli olmuş tatlı bir şarkı mırıldanı yordu,sevgi dolu sözleri olan.

Arkamı döndüğümde odanın girişinde Orhanı gördüm

"içkinizi ve bayanın elbisesini getirdim efendim."diyerek soru soran gözlerle bana bakıyordu

."Masanın üzerine bırak Orhan " diyerek yine ona bahşiş vermek için aranırken masanın hemen yanında oturmakta olan Nilün ona

"Orhan çiçeklerimi lütfen koruma altına al" dediğini duydum.

Ona okkalı bir bahşiş verip yolladım ve şampanya kadehlerimizden birer yudum alıp geri kalanını karımı ayağa kaldırıp çıplak memelerine döktüm .Meme uçları fındık kadar irileşmiş tam emilmeyi bekler haldeydier.Hemen bir tanesini ağzımın içersine hapsedip hırsla emmeye başladım.Şampanyanın asitli lezzeti dilimi yakıyor bu işten daha büyük keyif alıyordum.Nil iki eliyle altlarından kavardığı memelerini birleştirip bana sunuyordu.Bende onları büyük bir açlıkla emiyor,uçlatını zaman zaman ısırıyor, onun çığlıklar atmasına sepep oluyordum.Bir yandanda üzerimdekileri hızla çıkartıp bir an önce ona sahibolmak istiyordum.Tamamen çıplak kalmıştım ve organım önümde üzerine havlu assan duracak şekilde sertleşmiş bir şekilde duruyordu.Dudaklarımı memelerinden aşağılara göbeğine doğru kaydırdım.Göbek çukurunun içine soktuğum dilim onu titretmiş ,elleri ile kafamı tutarak beni daha aşağılara itmişti.Hemen parmaklaarımı küçük kırmızı kilotun kenar lastiğine takıp onu aşağı çektim.Kilot ıslak olduğu için kıvrılmış küçücük kalmıştı .Hırsla aşağı çekip ayak bileklerine kadar indirdim.Nil de onu zarif bir tekme ile koltuğun üzerine fırlattı.Karımın önünde diz çöktüm ve ona bacaklarını iyice ayırarak dizlerinden hafifçe kırmasını istedim.Bu pozisyonda tüysüz bembeyaz traşlı uzvunun dudakları tam ağzımın önüne gelmişti.Karımla dudağından öpüşmek kadar uzvuyla öpüşmekte güzeldi.Dudaklarımı vajinasının şişmiş dudaklarına yapıştırıp delicesine emiyordum.Dilimi sıcak tünelin içerisine sokup asitlii iç şalgısını yalıyordum.Ellerimi arkasına uzatıp kalçalarını sıkıyordum.Karım buna uzun zaman dayanamadı bacakları, titreyerek ağzımın içerisine boşaldı.Nefis cinsel kokusu bu tatlı sıvıyla karışıp dilimin ucuna geliyordu.

İki eliyle kafamı apışarasına hapsetmiş başını geriye atıp haykırarak orgazm oluyordu,fena halde tahrik olmuştum,biraz inmiş olan kamışım yeniden havlu asacağı konumuna gelmişti.

Nili hemen salonun ortasına ellerinin ve dizlerinin üzerinde duracak şekilde çökertip arkasına geçtim,kamışımın başını sıvazlayıp uzvunun içine doğru ittim.Bir kadın benim için ancak bu pozisyonda en güzel becerilir diye düşünürüm her zaman .Bana bu hissi karımın o emsalsiz kalçaları ve arasındaki zeytin iriliğndki delik veriyordu.Ayaklarını bileklerinden yakalayıp arkamda kalçalarımın önünde sıkıca tutuyor, sadece onun kıçını daireler çizerek ve ileri geri iterek penisimi içine alışını seyrderek orgazm olmak istiyordum

"Hadi benim küçük kısrağım beni içine öyle bir alki dışarıda hiçbirşey kalmasın ,içine girdikçe şaha kalksın organım"deyince

Nil komutu almış hareketlerini hızlandırıp kısa çığlıklar ve iniltiler arasında beni boşaltmıştı.

Doğrulup dudaklarını bu sefer dudaklarıma yapıştırdı ve bana sevgi dolu bir öpücükle karşılık verdi.

"Bu akşam havuzdaki manzarayı ve bu günü nasıl geçirdiğini sanırım artık anlatmanın zamanı geldi ha!" deyince bir sigara yakıp kanapeye uzandı ve gülümseyerek başladı anlatmaya

"Canım tembel bir sabah geçirmek ve daha sonrada Bodrum sokaklarında avarece dolaşmak istiyordu.O nedenle kahvaltımı odama istedim. Şu bizim garson Orhan bana öyle bir kahvaltı getirdiki inanamazsın. Portakalsuları. kahveler, çaylar, omletler,reçeller,kekler, inanılmaz müthiş bir kahvaltıydı.Ona bu emsalsiz kahvaltı için teşekkür etmek istiyordum ama senin gibi bahşiş vererek değil.Bahşişi her zaman bulur fakat benim çıplak vücüdumu görme fırsatını ise çok nadir.Kahvaltı arabasını kanepenin ortasına kadar getirdi,servisleri düzeltip tam gitmek üzere izin isterken kendisinden bir ricada bulundum. Ondan elbisemi üzerime giyerken banayardıcı olmasını istedim" diye devam etti.

Nil bu gün ona Tunustan aldığım o altın sarısı renkte kenarları oriental desenlerle süslenmiş ipeksi , incecik kumaştan yapılmış -french wrap -- tarzına yakın bir kıyafet giymişti.Bu giysi uzun dikdörtgen şeklinde kesilmiş tek parça bir kumaştan oluşuyor,üst kısmı yarım kollu bir kaftan şeklinde kollar içine geçirilerek giyildikten sonra geri kalan kısım arkadan iki bacak arasından geçirilip ,etek boyu ayak bileklerine kadar uzanan parça yukarı çekilerek ucundaki bağlar boyun arkasından bağlanıp tamamlanıyordu.Bu kıyafet, altın sarısı ve lacivert desenlerle süslü bir kemer beli sıkarak vücut üstüne oturtuluyordu.Bu işlemi de tek başına yapmak biraz zordu gerçekten.

"Orhanın yüzü mutluluk ifadesi ile dolmuş kekeleyerek - ta , tabii efendim- diye cevap vermişti.Benim üzerimde hala bornozum bulunuyordu ,dolaptan elbisemi alıp arkam ona dönük vaziyette bornozumu sırtımdan sıyırarak yere bıraktım. Yavaşça yere sıyrılan bornozun açıkta bıraktığı kalçalarımın görünüşünü tahmin edebilirsin herhalde, çocuk ne hale girmistir kimblir diye düsünüp bir yandan da zevk alıyordum bu küçük oyundan.Elimde tuttuğum elbisenin kollarını giyerek üzerime geçirdim ve arkadan iki bacak aramdan geçirdiğim kumaşın ucundaki bağların boynumun arkasından bağlanması gerekirken ben bu gün değişiklik yapıp onu belimden bağlamaya karar vermiştim.Böylece dolgun ve dik göğüslerimden daha fazla sergileme şansım olacaktı.Geriye dönüp elimde tuttuğum uçları Orhan'a gösterip

-- Bunları lütfen belimin arkasınan bağlarmısın -- diyerek sevgili garsonuma rica ettim.

Bu arada çıplak göğüslerim ve dimdik olmuş uçları tekrar onun karşısındaydı.Çocuk zor anlar geçiriyor pantolunun önünde ise bir şişlik beliriyordu.Bunu görmek bana acayip bir keyif verdi.Orhan normalde bağları arkamdan, kumaşı kaldırarak bağlaması gererkirken bana önden yaklaştı ve bağları tutarak iki kolunu belimin iki yanından arkaya çevirip bana sarılır gibi bir pozisyonda bağlamaya başladı.İki kat olmuş yüzünü yana çevirerek göbeğimin hizasına getirmişti, altımda kilodum olmadığı için uzvumdan gelen baharatlı cinsel koku ile karısık tüm vücuduma sürdüğüm parfümün kousunu derin derin içerisine çekti. Ben ise gıdıklandığımı bahane edip kikirdiyordum.

aykendu
aykendu
25 Followers