Hakanin Annesi

PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here
sevilenn
sevilenn
26 Followers

"O başarı sizin oğlunuza ait" dedim. "Hakan'a annenin en yakın arkadaşı ile sevişiyorsun, dikkat et annene anlatırsa karışmam dedim, Hakan anneme anlatırsa daha iyi olur, keşke anlatsa dedi" dedim.

Karşıda ses kesildi. Kaynanamın hızlı hızlı nefes almaya başladığı belli oluyordu.

"Sevim ablanın telefonunda iki dakikalık bir kayıt var" dedim. "İsterseniz bir izleyin" dedim.

Karşıdan ses kesildi. Bekledim. Ses yok.

Telefonu kapattım.

Akşam Hakan geldiğinde "Sevim'in kocası aradı beni" dedi. "Bana çok teşekkür etti" dedi.

"Sonra annem aradı beni" dedi. Annesi "Sevim'e ne yaptınız?" demiş. Hakan fırça geliyor sanmış, korkmuş, kem küm etmiş, "Kocasının işi varmış, almaya gelemeyecekmiş, biz de eve götürdük, yemeğe alıkoyduk, İbrahim abi geldi, bizden aldı" demiş.

Kaynanam bunun üzerine Hakan'a sorduğu sorunun yanlış anlaşıldığını anlamış olmalı : "Benim merak ettiğim Sevim'i nasıl bu kadar mutlu ettiğiniz oğlum, kadıncağız beni aradı, mutluluktan ağlıyor. Çok memnun sizden. Seni anlata anlata bitiremiyor, Sevil'e hayran olmuş, Allah razı olsun onlardan deyip duruyor. Ne yaptınız böyle? Sevil'i aradım, senin Sevim'le seviştiğini söyledi. Aslan oğlum benim, canım, bir tanem, aşkım benim Hakan'ım" demiş.

"Annesinin aşkı, iş benim dediğim yere varıyor farkındaysan" dedim.

"Nereye varıyor?" dedi.

"Annen seninle sikişmek istiyor ama sen oralı olmuyorsun" dedim. "Ben görmüyor muyum sanıyorsun, annen dekolte kıyafetle yanına geldiğinde, hele mayolu iken senin sikin kalkıyor, sen annen için deli oluyorsun" dedim. "Annenin memelerine bakıyorsun, yüzün kıpkırmızı oluyor."

Hakan hiç sesini çıkarmadı.

Sonra konuyu geçiştirmek için, "Neyse, olacağına varır" dedim.

"Hakan sana bir şey soracağım, hani şu senin karısından boşanmış uzun boylu arkadaşın var ya" dedim.

"Selami mi, ne olmuş Selami'ye?" dedi.

"Aklıma bir fikir geldi de. Sevim'e seni satıcam dedim de Sevim'i Selami'ye satsak mı?" dedim.

"Nasıl yani, parayla mı, olacak iş mi, senin aklın kesiyor mu?" dedi.

"Bal gibi olur. Bir kere estetik ameliyatlardan sonra Sevim taş gibi oldu mu olmadı mı?" dedim.

"Olmuş, olmuş" dedi.

"Sikişi dört dörtlük mü değil mi?" dedim.

"Evet, haklısın" dedi.

"İbrahim bu işe çok memnun oldu hem anneni aramış hem seni aramış. Demek ki karısının sikişmesinden zevk alıyor. Zaten arabaya bindiğinde bacaklarının arası sırılsıklamdı, adam buna itiraz etmemiş, annenin anlattıklarına göre tam tersine azmış."

"Öyle olduğu anlaşılıyor. İyi de para işi nereden çıktı?"

"Selami söyledi, bana sordu. Boşandığından beri parayla seks yapıyormuş ama memnun değil profesyonellerden, bana sordu, parasıyla kabul edecek evli bir tanıdığım olup olmadığını sordu. Ben de ona yaş önemli mi diye sordum. Değilmiş hatta tam tersine kendisinden yaşlı olursa daha iyi olurmuş. Torun sahibiyse süper olurmuş. Öyle dedi. Ben anneni düşündüydüm ama Sevim daha iyi olur sanıyorum. Hem annen sana kalsın istiyorum. Benim gönlümden geçen bu" dedim.

Hakan annesiyle ilgili söylediklerimi sanki duymamış gibi davrandı. Hiçbir şey söylemedi. Devam ettim.

"Sevim'e seni satıcam dediydim, hiç cevap vermedi. Kolundan tuttum getirdim gık demedi, kocasının yanına çıplak koydum, bana el salladı. Karı azmış, zaten gidip bir haltlar edecek, hele dünden sonra ne zaman ne yapacağı belli olmaz, neme lazım, günahı bize yazılır, iyisi mi bildiğimiz ettiğimiz namuslu bir adamla sikişsin daha iyi olur" dedim.

"Selami de parasını esirgemesin, konuş onunla" dedim.

Elimi aletinin üzerine koydum, "Sevim'le bir başlayalım da Selami uygun olursa, işi karıştırmazsa annenle devam ederiz" dedim. "Sevim'in vizitesi beşse, anneninki on olur" dedim. Siki taş gibi oldu, nefesi sıklaştı. Önünü açtım, aleti elime aldım, çektirmeye başladım "Hem Sevim belki de götten vermek istemez, annenin öyle bir itirazı da olmaz sanıyorum" dedim. "Bildiğim kadarıyla annenin götten vermesi muhteşem oluyormuş, çok hoşlanarak yapıyormuş" dedim.

Gözleri fırlayacak gibi oldu, kıpkırmızı oldu.

"Baban anlatmıştı" dedim.

Sarsıla sarsıla elimin üstüne boşaldı.

Kaynanamın götünden bahsedince kocam elimin üstüne fışkırdı. Aslında kocamın suçu yok sayılır, adamı ben tahrik ettim. Bilerek yaptım.

Kocam Hakan'ı çok seviyorum. Çok yakışıklı. Kibar. Düşüncelidir. Kıskanç değildir. Tam tersine benim güzelliğimle övünür, benim kaçamaklarımdan gurur duyar.

Bana evlenme teklif ettiği akşam, aklıma esti, arabamızı getiren valeye beyaz bacaklarımı ve amcığımı gösterdim, Hakan bundan zevk duydu. Daha o gece nasıl bir evlilik yapmak üzere olduğumu hissetmiştim.

Daha sonra beni annesiyle tanıştıracağını söyleyip evlerine götürdü. Ev bir saray yavrusu idi. Eve girdik, hizmetçiler bizi karşıladı, "hanımefendi hamamda" dediler. Hakan da "hadi, biz de hamama gidelim" dedi. Hamam dedikleri, evin bahçesi içinde ayrı bir küçük bina idi. Kurnalar vardı, ortada da bir göbek taşı bulunuyordu. Göbek taşının ortasında muhteşem güzel bir kadın çırılçıplak uzanmıştı. Bizi görünce üstüne bir peştamal aldı ama her tarafı ortada idi. Hakan ile ben de soyunduk, annesinin yanına oturduk. Hakan'ın siki dimdik olmuş, peştamalını kabartmıştı. Annesi benimle konuşurken uzandı Hakan'ın peştamalını çekti, onu çıplak bıraktı. Annesi daha sonra da kendi peştamalını attı, benim yanımda yan yattı, uzandı. Hakan annesinin arkasında kalmıştı. Hakan'ın annesi benimle konuşurken, bu kez de üstteki bacağını büktü, karnına çekti. Ben kadının önünde olduğum için göremiyordum ama Hakan şimdi annesinin amını ve göt deliğini seyrediyor olmalıydı. Annesi, bu kez, bacağını daha da büktü, elleriyle sağ bacağını dizi memelerine değecek kadar kendine çekti. Bu arada da bana sorular soruyor, benimle sohbet ediyordu. Hakan annesinin arkasında elini sikine hiç değdirmeden, gözleri annesinin götüne sabitlenmiş bir vaziyette fışkırtmaya başladı. Annesinin üstüne fışkırıyordu. Kadın şöyle bir durdu, başını arkasına çevirdi, Hakan'a gülümsedi, sonra tekrar bana döndü.

"Hoş geldin" dedi.

Daha ilginç olanı, nikahtan önceki kına gecesine giderken oldu. Neredeyse her tarafımı gösteren şeffafa yakın kısacık bir mini elbise giymiştim. Kına gecesinin yapılacağı otele beni Hakan'ın götüreceğini sanıyordum. Kapı çalınınca açtım, karşımda Hakan'ın beş arkadaşı beni götürmeye geldiklerini söylüyorlardı. Hepsi yakışıklı, şık beş genç adam. Çaresiz onlarla arabalarına doğru yürüdüm. Bana yiyecek gibi bakıyorlardı. Arabayı kullanan arkadaş ile bir diğeri beni öne oturttular. Diğer üçü arkaya geçtiler. Ön koltukta, onların arasında otururken haliyle bacaklarım tümüyle açıldı. Zaten elbisenin geri kalanı ince bir askı ve incecik bir kumaştan ibaretti. Bacaklarım açıkta idi. Memelerim, kollarım, omuzlarım da ortadaydı. Otele varmak için bir orman yoluna girdiğimizde sağımda oturan arkadaşı elini bacaklarımın arasına uzattı, "şimdiden ıslak" dedi. Arkadakilerden biri de askılarımı yanlara çekti, bir başkası memelerimi avuçlamaya başladı. Sonuçta, yolun bir kenarında durdular. Birisi arabanın bagajından birkaç tane battaniye çıkardı, otların üstüne yaydı. Diğerleri uzanıp beni kollarımdan ve bacaklarımdan bir torba gibi taşıyıp battaniyelerin üstüne yatırdılar. Sırayla beni sikmeye başladılar. Bazısı iki kez, bazısı üç kez beni sikti. Sonra beni tekrar arabaya koydular, otele götürdüler. Her tarafım pislik içinde idi. Hakan kapıda bekliyordu. Hepsi birlikte etrafımı sardılar, beni oteldeki bir odaya götürdüler. Orada iki kadın vardı. Beni banyoya soktular, yıkadılar. Kadınlardan biri kuaför, öbürü makyajcı imiş. Biri saçımı yeniden yaptı, öbürü makyajımı halletti. Hakan elbisemin aynısından almış, getirmişti. Beni yarım saat içinde kına gecesine çıkabilecek hale getirdiler.

Kına gecesi oldu, bitti, eve dönmek için otelin kapısına geldiğimizde Hakan gülümseyerek elimden tuttu, bir arabaya doğru beni götürdü. O beş genç adam yine beni bekliyorlardı. Hakan beni tekrar onlara teslim etti. Bu sefer bir eve gittik. Ertesi gün öğlene kadar o beş adam beni sikmeye devam ettiler.

Sonradan, kaynanamla tanışıp, içli dışlı olunca Hakan'ın neden böyle davrandığını anladım.

Hakan'ın annesi altmış yaşında. Kayınpederim hayatta iken 40 sene onu çok serbest bırakmış, kaynanam da etrafı kırıp geçirmiş. Bir sürü sevgilisi olmuş. Kayınpederim ölünce hepsini bıraktı. Tövbekâr oldu.

Kayınpederim ölmeden birkaç gün önce beni yalnız başıma yanına çağırdı.

"Kızım" dedi. "Aramıza hoş geldin, sefa getirdin. Ben gidiciyim. Siz kalıcısınız. Bu senin kaynanan mükemmel bir kadındır ama sekse zaafı vardır. Başınıza olur olmaz işler açabilir, size zarar verebilir" dedi. "Sen ne yap yap, en az kaynanan kadar seks düşkünü ol ki bu Hakan salağı seni bırakıp kaçmasın" dedi. "Benim oğlum annesine hayrandır, aşıktır" dedi. "Sana da âşık olabilir ama asıl olan annesidir" dedi. "Ben öldükten sonra Hakan'ın annesini sikmesine müsaade et, bununla da kalma sen bu işi teşvik et" dedi. "Bu söylediklerimden de kimseye bahsetme yavrum" dedi.

Kayınpederim öleli üç sene oldu. Çok doğru söylemiş. Hakan annesine deli gibi aşık. Kadın da Hakan'a aşık. İkisi de birbirleriyle sikişmek için deli oluyorlar ama bir türlü de bu işi beceremiyorlar.

Kayınpederim öldükten sonra kaynanam bütün sevgilileri ile ilişkisini kesti attı. Eve kapandı. Kilo almaya, şişmeye başladı. Mutsuz oldu. Hakan da mutsuz olmaya başladı. Seks hayatımız durur gibi oldu. Geçen sene kaynanamı ikna ettim. Memelerini yaptırdık. Bu sene de geri kalan taraflarını yaptırdık. Kadın taş gibi oldu. Hakan coştu, beni her gün sikmeye başladı.

Aslında aklındaki hep annesinin amcığı ve özellikle de götü.

Kayınpederim o konuda da bana tüyo vermişti. "Bak kızım" dedi. "Çok az kadın arkadan yapılmayı kabul eder. Ondan daha da azı arkadan yapılmaktan hoşlanır" dedi. "Bu senin kaynanan o işin profesörüdür" dedi. "Bir kere onun arkasına giren erkek bir daha oradan çıkamaz" dedi. "Tam boka batar, çünkü bizimkinin arkası muhteşemdir" dedi.

Hakan'ın Sevim'i sikmesinden birkaç gün sonra telefon ettim, Sevim'i çağırdım. "Abla gel bak sana bir şeyler hazırladım" dedim. "Ne hazırladın acaba" dedi. "Sürprizim var sana" dedim. "Gelirken ne giyeyim?" diye sordu. "Hiç önemli değil, nasıl olsa seni soyacam" dedim.

Geldi.

Kapıdan içeri girer girmez bunun dudaklarına yumuldum. Duvara yaslandı, ağzını açtı, dudaklarını öpmeme müsaade etmeye başladı. Boynuna yumuldum. "Kırışıklarını yerim senin ben" dedim. Kollarını boynuma doladı, inlemeye başladı. Elinden tuttum, yatak odasına sürükledim. Yatağa uzattım, yanına yattım, dudaklarını, boynunu, kulaklarını emmeye, öpmeye başladım.

"Memelerin hala kızarık mı?" dedim.

"Mosmor oldular" dedi.

"İbrahim abi memnunmuş" dedim. Elimle önünü açmasını işaret ettim. Anladı. Bluzunun düğmelerini çözdü, sutyen takmamıştı. Uzanıp emmeye, ısırmaya başladım. Elleriyle tutup bana memelerini sundu. Gözleri kaymaya başladı. Elimi pantolonundan içeri sokup amcığına doğru uzandım. Donsuzdu. Orta parmağımı amcığına sokmaya başladım. Hırıltılı sesler çıkarmaya başladı.

"İbrahim abime söyledin mi seni sikiştireceğimi" dedim.

"Söyledim" dedi.

"OK dedi mi?" diye sordum.

"Söylememle birlikte üstüme boşaldı" dedi.

"Kaynanama filmi seyrettirdin mi?" diye sordum.

"Hem de büyük ekrana yansıtıp birlikte seyrettik" dedi.

"Nasıl karşıladı filmi" dedim.

"Hakan, yavrum benim diye diye inledi" dedi.

"Beni parmakla" demiş.

"Yaptın mı" diye sordum.

"Hem amını hem götünü parmakladım" dedi.

"Bak Sevim abla" dedim. "Benim bir kuaför arkadaşım var. Dükkanının üstünde evi var. İki tane çalışan kızı var. Başka yok kimse. Kızlardan biri hamile. Müşteriye çıkamıyor. Sıkıştı yani. Bana sordu. Birkaç kere ben açığı kapattım ama düzenli birisi lazım. Sen biçilmiş kaftansın çünkü diğer kız yirmi beş yaşında bir afet ama şimdi moda senin gibiler. Yaşlı, olgun ama yapılmış kadınlar. Ayrıca evlilik şart. Kimse hastalık kapmak istemiyor. Kuaför arkadaşımla birlikte üç olacaksınız. Haftada biri ikiyi geçmez. Şimdiden iki müşterin garanti, biri Hakan, öbürü de Hakan'ın arkadaşı Selami. Kuaför arkadaşımla elli-elli bölüşeceksiniz. Normal vizite 500, arkadan 1000, kırbaçlama 2000. Anlaşılmayan var mı?" dedim.

"Hepsini anladım da bu kırbaç ne oluyor?" diye sordu.

"Uzat ellerini bana ablam benim" dedim.

Uzattı. Hazırladığım kelepçeleri geçirdim, yatağın başına bağladım. Bluzunu ve pantolonunu çıkardım. Gözlerine uyku bandını taktım.

"Farz et ki ben Hakan'ım" dedim, elime kırbacı aldım, kıçında bir iki gezdirdim, patlattım kırbacı.

Öfke ile döndü, "Ne yapıyorsun sen, bırak beni" dedi.

Bir daha, bir daha, bir daha şaklatmaya başladım. Bağırmaya başladı. Gittim, ağzının tıkacını yerleştirdim. Sonra kırbaçlamaya devam ettim. Kalçaları kızarmaya başladı. Serbest elimle amcığını avuçladım, ovmaya başladım, sol elimin iki parmağını amcığına sokup çıkarmaya başladım. Sonra ara verdim. Bu sefer daha sert kırbaçlamaya başladım. Bağırmaya çalışmıyordu artık. İnliyordu. Gene ara verdim. Bu kez götünü parmaklamaya başladım. Gene bıraktım. Tekrar kırbaçlamaya başladım. Hırıltılar çıkararak titremeye, boşalmaya başladı. Plastik yarrağı aldım, amına yerleştirdim. Tekrar kırbaçlamaya başladım. Sarsıla sarsıla geliyordu. Arka arkaya boşalıyor, sonra tekrar titremeye başlıyordu. Götüne iki parmağımı birden soktum, öbür elimle amcığını ovmaya başladım. Sonra tekrar kırbaçladım. Bayıldı. Kelepçeyi çözdüm, yere yığıldı.

Telefonunu aldım, "aşkım" yazan numarayı aradım. Kocası açtı. "İbrahim abi, Sevim abla bizde ama ben size kadar taşıyamam, gelsen de beraber eve götürsek" dedim. "Ne oldu" diye telaşla sordu.

Telefonu Sevim'e doğrulttum. Ellerinde kelepçe, ağzında tıkaç, gözü bantlı, kıçı kıpkırmızı idi. "Geliyorum" dedi Kapattı. On beş dakika olmamıştı ki hem kapının zilini çalmaya başladı hem de kapıya yumruklar atıyordu. Gittim, kapıyı açtım. Çırılçıplaktım. "Nerede" diye bağırdı. Elinden tuttum, yatak odasına götürdüm. Sevim'i gördü, durdu, durdu, pantolonunu çözdü, yere çömeldi, Sevim'in arkasına geçti, götünden sikmeye başladı. Anında boşaldı.

Yanına gittim, elini tuttum. Ayağa kaldırdım. Kırbacı eline verdim, gittim yatağın kenarından uzandım, arkamı ona döndüm. Bir an durdu. Sonra beni kırbaçlamaya başladı. Kırbaçladıkça döndüm yüzüne güldüm, "orospu çocuğu" dedim. "İbne" dedim. "Götveren İbrahim" dedim. Taş gibi sertleşmişti. Arkama geldi, amcığımı bir iki elledi, bir hamlede soktu. Sokmasıyla boşalması bir oldu. Üstüme yığıldı. İterek doğruldum. Sevim'in yanına gittim. Elinden tuttum, kaldırdım. Yatağa, az önce benim durduğum yere, aynı pozisyonda uzattım. Kelepçenin ipini yatağa bağladım. Ağzındaki tıkacı çıkardım. Kırbacı elime aldım. Sevim'in arkasına, sırtına şaklatmaya başladım. Kocası gene sertleşti. Sikinden tuttum, Sevim'in arkasına yaklaştırdım. Sikini Sevim'in götüne dayadım. İbrahim Sevim'in götüne sokmaya başladı.

Sevim, "Hakan'ım benim, sok götüme, dibine kadar göm, parçala beni" diye bağırdı.

İbrahim sarsılarak ve böğürerek tekrar boşaldı. Gittim, Sevim'in kelepçelerini çözdüm. Gözündeki bağı çıkardım. Onları orada öylece bıraktım, aşağıya indim.

Yarım saat kadar sonra yukarıdan, yatak odasından sesler gelmeye başladı. Çıktım baktım. İbrahim'le Sevim sikişiyorlardı.

"İbrahim, canım benim, aslanım benim, sok sok sok, getir getir, ye beni, ısır ısır" diyordu.

Yanlarına uzandım, Sevim'in dudaklarına yumuldum. Kulağına eğildim.

"Anlaştık mı?" dedim.

"Anlaştık" dedi.

"Bedavacılık yok bundan sonra" dedim.

"Hmmmm" dedi.

"Hakan'dan sana ayda en az beş bin lira" dedim.

"Tamam" dedi.

"Hasta falan olursan yerine kaynanamı koyarız, tamam mı?" dedim.

"Tamam, anladım" dedi.

"Bakalım annesi Hakan'a kaça patlayacak?" dedim.

"Şimdi anladım" dedi.

Kocasına döndü, "İbrahim, sen eve git, bu gece beni bekleme, buzdolabında tavuk var, sağ çekmecede de mikrodalga torbası var" dedi.

Kulağıma fısıldadı, "Hakan gelince beni bir daha kırbaçlar mısın?" dedi.

Kocasına döndü, "Hadi ama uzatma, eve gidince skype'ı aç sana canlı yayın yapalım" dedi.

Sonra benim kulağıma eğildi, "Kaynananda Skype yüklü mü acaba" dedi.

Kocasının elinden tuttu, çekti, ayağa kaldırdı, kapıya kadar götürdü. Çırılçıplaktı, kalçaları ve sırtı yol yol kırmızı idi. Kapıyı açtı, kocasını yolcu etti. İbrahim arabaya binip gidene kadar kapıyı kapatmadı.

...............................................

O akşam Sevim çok mutlu oldu. Hakan defalarca Sevim'i yaptı.

Gece geç vakit ikisi de uyuya kaldılar. İbrahim Sevim'in telefonunu aradı.

"Ekran karardı da merak ettim" dedi.

"Uyuyorlar. İkisi de mutlular" dedim.

"Gelip Sevim'i alayım mı" dedi.

"Yarın sabah ola hayır ola. Biz yarın zaten kuaföre gidecektik. Sevim ablayı ben getiririm" dedim.

Sonra ekledim, "Kuaför Mücella'dan sana bahsetmiş miydi bilmem" dedim.

"Biliyorum, haberim var" dedi.

"Okey mi diyorsun İbrahim abi, bak bir kere başladıktan sonra bu işin dönüşü olmaz" dedim.

"Sevim çok istiyor, hep bu dediğini hayal ederdi, bence mutlu olacak" dedi.

"İbrahim abi, Sevim abla altın değerinde. Akşam Skype'dan seyrettiysen nasıl bir afet olduğunu görmüşsündür. Yani bu iş sizin aranızda olanlara benzemez. Çok talep olacak ablama. Çok da para getirecek sana. Dün akşamki son beleşti. Bundan sonra ablamın dakikası para yazacak abi" dedim.

"Farkındayım" dedi.

"Hayırlısı olsun" dedi.

"Sana güveniyoruz, yeter ki bir zarar gelmesin size ve Sevim'e" dedi.

"Merak etme İbrahim abi, o benim öz ablam sayılır, kılına zarar gelsin istemem" dedim.

"Allah büyük kızım, ne yazdıysa o olur" dedi.

"Âmin" dedim.

İbrahim, konuşmamızdan anladığım kadarıyla Sevim'i saatlerce kameradan canlı izlemiş. Kaynanamda Skype yüklü değilmiş. Sevim ile Hakan'ın sikişmelerini canlı seyredemedi. Video olarak izlemiş. Videoyu annesine Hakan götürmüş.

Videoyu ben çektim. Sabahleyin Sevim'i almaya gelen kocası İbrahim'e verdim. O gün Hakan telefon etmiş, Sevim'den videoyu istemiş. Sevim İbrahim'den almış Hakan'a vermiş. Bunları bana Sevim anlattı.

Hakan'ın Sevim'i sikişini gösteren videoyu annesine neden götürdü bilmiyorum. Tek bildiğim, Hakan Sevim'i arayıp videoyu istediğinde Sevim "Sen mi seyredeceksin?" diye sormuş. Hakan "Bir arkadaşım var, seni anlattım, görmek istedi" demiş. Sevim Hakan'a "Arkadaşının adı ne, Selami olmasın sakın?" diye sormuş.

"Evet, Selami, seninle ilgileniyor" demiş. Annesinden bahsetmemiş. Bana da söylemedi.

Ertesi gün kaynanam Sevim'i telefonla aramış, "Nasılsın Sevim, filmini gördüm, şahaneydin tatlım, yaraların nasıl, sızlıyor mu?" demiş.

Sevim akıllı kadın, hiç renk vermemiş "Asıl şahane olan senin oğlan hayatım, beni yedi bitirdi" demiş.

Kaynanam "Geçmiş olsun mu desem, mutluluklar mı dilesem bilemiyorum" demiş.

Sevim "Her ikisi de tatlım, her ikisi de. Darısı senin başına" demiş.

Kaynanam "İnşallah Sevimciğim, inşallah" demiş.

Kaynanam o gün Sevim'in Mücella'nın üst katında başından geçenleri tabii ki bilmiyordu. Sevim sabah çok geç kalktı. Çok mutlu görünüyordu. Banyo yaptı, kahvaltıya oturduk.

"Abla, kuaför Mücella aradı, çok sıkışık durumdaymışlar, bugün gelip gelemeyeceğimizi sordu. Ben de senin uyuduğunu, iyice kendine gelmeden bir cevap veremeyeceğimi söyledim" dedim.

"Sevil, korkuyorum" dedi. Sustu. Konuşma bu şekilde kesildi. Kahvaltı bitince "Hadi gidelim, bekletmeyelim" dedim.

Kuaför Mücella'ya vardığımızda Sevim ablanın yüzü bembeyaz, eli ayağı titriyordu. İki müşteri varmış ama beklememişler, randevularını ertesi güne aktarmışlar.

Mücella'ya "Biz bugün eve eli boş dönersek bir daha hiç gelemeyebiliriz" dedim. Hakan'ı aradım. Durumu anlattım, Sevim'le birlikte kuaförde olduğumuzu, Selami'nin hazır olup olamayacağını sordum. "Selami ile konuşup sana dönerim" dedi. Beş dakika geçmedi ki Hakan aradı "Selami yolda, bir yere ayrılmayın" dedi.

Selami geldi, Sevim'le tanıştılar, yukarıya çıktılar. Yarım saat geçti ses çıkmadı. Bir saat oldu tık yok. İkinci saat biterken Sevim geldi. Bana sarıldı, "Teşekkür ederim, Allah ne muradın varsa versin" dedi.

sevilenn
sevilenn
26 Followers