Kumarbaz (01)

Story Info
Kumar meraklısı bir kadının başına gelenler.
1.2k words
4.4
1.3k
2
Story does not have any tags
Share this Story

Font Size

Default Font Size

Font Spacing

Default Font Spacing

Font Face

Default Font Face

Reading Theme

Default Theme (White)
You need to Log In or Sign Up to have your customization saved in your Literotica profile.
PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here

Banyonun aynasına yansıyan yorgun suratıma baktım. Makyajım akmış, boynumda kızarıklıklar ve göğüslerime doğru yer yer morluklar vardı. Bacak aram, ön ve arka deliğim de korkunç sızlıyordu. Banyodan sonra ağrı kesici alsam sanırım iyi olacaktı. Yarım saat öncesine kadar yaşadıklarım aklıma gelince kafamı iki yana salladım ve duş kabinine girip sıcak suyu açtım. Üzerime fışkıran basınçlı suyun altında birkaç saat önce başıma gelenleri düşündüm.

O lanet olasıca kumar tutkum yüzünden son poker partisinde neredeyse üç senelik maaşımı masada bırakmış ve bir o kadar borçlanmıştım. Oyun boyunca art arda içtiğim viskiler beni uyuşturmanın dışında derdime derman olmamış, kendimi müthiş çaresiz hissediyordum. Sol tarafımdaki sandalyede Kazım Bey bıyıklarını burarak alaylı alaylı bana bakarken odanın öbür ucundaki kanepede oturan yıllardır masa arkadaşım olan Salih'in pek de umrunda değildim sanki. İfadesiz bakışlarla bizi seyrediyordu.

"Bu kadar üzülme müdire hanım," dedi Kazım Bey. "Belki ödeyebilirsin bir kısmını."

Şaşkınlıkla suratına baktım. Ne diyordu ki bu herif? Sandalyesini bana yaklaştırdı ve bir elini bacağıma koydu:

"Anlıyorsun değil mi, hani bize biraz iyi davranırsan olur ya belki yüklü bir miktarını affedebiliriz."

"Asla," diye haykırdım başımı iki yana sallayarak. Anında hafif bir tokat aşk etti suratıma.

"Kaltak! Demin böyle konuşmuyordun ama. Hatta ağlıyordun, kocam duyarsa beni boşar, yalvarırım kimselere söylemeyin diye. Yalan mıydı pis karı, konuşsana."

Haklıydı, kocam duyarsa evliliğim mahvolurdu. Çaresizlik içinde ne yapacağımı düşünürken elini tekrar bacaklarıma uzattı ve eteğimin altından kasıklarıma doğru çıktı. Anında kilitledim bacaklarımı, buz kesmiştim. O da fazla ısrarcı olmamış, elini çekmişti.

Ayağa kalktı ateş saçan gözlerini gözlerime dikti:

"Artık evine icra geldiğinde avukatlara ve memurlara siktirirsin kendini, belki hacizden vazgeçerler. Hadi şimdi defol buradan ve evine git!"

Bu sözlerinin üzerine korkunç bir kahkaha kopardı. Sol arka tarafımdaki sandalyede oturan Behiç Bey de dizlerine vurarak gülüyordu. Salih'in olduğu tarafa baktım. Yine istifini bozmadan bizi seyrediyordu. Kazım yılanı haklıydı. Kaç kere kocama söz vermiştim kumar oynamayacağım diye ama bu sözümü her defasında kendim çiğnemiş, soluğu poker masalarında almıştım. Ayrıca banka kasasından da hafta içi yüklü miktarda nakit aşırmıştım ve yerine koymazsam bu macera hapiste bitebilirdi. Bir an önce bir çare bulmalıydım bu duruma. Önümdeki viskiyi bir dikişte bitirdim. Ayık halde bu adamların koynuna kolay kolay giremezdim ama belki sarhoş olursam katlanabilirdim sanki. Kafamı kaldırmadan zayıf bir sesle cevap verdim:

"İstediğinizi yapacağım... Ama önce biraz daha içmek istiyorum."

"Tamam o zaman," dedi Kazım elindeki bardağa cömertçe viski doldurarak. "Aklının başına gelmesine sevindim. Yalnız içkini bitirince ayağa kalkıp şöyle bir salın da endamını alıcı gözle bir seyredelim."

Allahım, ne kadar da utandırıcı bir durumdu bu. Uzattığı kadehi fondip yapıp oturduğum yerden kalktım, odanın ortasına kadar yürüdüm. Başım fırıl fırıl dönüyordu ve iradem kırılmıştı. Kendi etrafımda bir tur döndüm. Üzerimde diz üstü siyah etek, beyaz bluz ve yine siyah ceket vardı. Füme rengi ince çoraplarım ve yüksek topuklu ayakkabılarımla tam bir iş kadını kılığındaydım.

"Süpersin müdire hanım, yıllanmış şarap gibisin," dedi Behiç cırtlak bir sesle. Sonra ayağa kalkıp yanıma geldi, sarıldı, dudaklarımdan öptü. Öpüşüne cevap vermedim. Boynuma indi, bir süre oralarda oyalandıktan sonra Kazım'a döndü:

"Mis gibi kokuyor lan bu. Ayrıca bunun kırk yaşında olduğunu söyleseler dünyada inanmazdım. Genç kız gibi alımlı maşallah."

Bunu söyler söylemez popoma kocaman bir şaplak indirdi.

"Yavaş be, ürkütme ceylanı ayı Behiç. Kadın sevmekten hiç anlamıyorsun," diye müdahale etti Kazım Bey. Ayağa kalkıp yanıma geldi, arkama geçip kasıklarını kalçalarıma dayadı, kollarını da belime sardı. Sikini popomda hissediyordum, iyice bastırdı. Sonra elleri yavaş yavaş yukarı çıktı, bluzumun düğmelerini çözmeye başladı. Behiç'in gözleri açılan göbeğimdeydi.

"Ufffff, sütyeni de yukarı çeksene abi, memelerini görmek istiyorum Serpil müdürün."

Kazım sütyenimin kopçalarını çözmeden kaba bir hareketle onu yukarı çekince özgürlüklerine kavuşan iki top Behiç'in gözlerinin önüne serildi.

"Süt bunlar süt. Şunlara baksana, hem de pembe uçlu."

Yanıma geldi ve iki elini uzatıp onları sıktı, bir müddet oynadıktan sonra dudaklarını yapıştırıp emmeye uçlarını yalamaya başladı. Rezillik, kepazelik. Ama ok yaydan çıkmıştı artık. Bir eli de eteğimin altından bacak aramı kurcalıyordu. Kazım da arkadan iyice dayamış ve erkekliği de sertleşmişti. Sonra Behiç daha terbiyesizce bir şeye girişti. Eteğimin fermuarını açıp aşağıya indirmiş, çorabımı külotumla beraber çekiştiriyordu. Elimle hafifçe ittim onu. Fakat bu hareketim Kazım'ın gözünden kaçmamıştı. Koluyla boğazımı sıkıp kulağıma fısıldadı:

"Uslu durmazsan boynunu kırarım kahpe. Naz mı yapıyorsun şimdi."

Haklıydı, naz yapacak durumda değildim. Zaten Behiç ayakkabılarımı ayağımdan kurtarmış ve sıyırdığı çoraplarımla külotumu bileklerinden kurtardıktan sonra bedenimin alt kısmı tabak gibi açığa çıkmıştı.

"Offff amcığa bak be, müdire hanım kıllarını şekilli tıraşlamış."

Hevesle diz üstü önüme çöktü ve dudaklarını kadınlığıma bastırıp içini çeke çeke emmeye ve yalamaya başladı.

"Aç bacaklarını iyice orospu, arkadaşım seni rahatça emsin."

Dediğini yaptım. Behiç'in dili en kuytu yerlerimde dolaşmaya başlamış, ara sıra neresi denk gelirse orayı parmaklıyordu. Başım daha da dönmeye başlamıştı. Pezevenk herif kurcalamakla kalmıyor işaret parmağını vajinama sokmuş içerisini karıştırıyordu. Bacaklarımın arası kayganlaşmıştı. Nasıl? Yoksa zevk almaya mı başlamıştım? Kendime inanamıyordum. Başımı elimde olmadan arkamdaki Kazım'ın omzuna yasladım.

"Hah şöyle bıldırcınım, uslu ol. Rahat durursan eğer sen de zevk alırsın."

Fermuarını açtı, sopa gibi sertleşmiş erkekliğini çıkarıp kalçalarımın arasındaki yarığa yerleştirdi, hafifçe aşağı yukarı gitgellere başladı.

"Ohhhh, götün ateş gibi yanıyor... Dur sen, birazcık daha kızışalım seni çok güzel becereceğiz. Hayatın boyunca unutamayacaksın."

Bir süre kadınlığımı yalamakla oyalanan Behiç diz çöktüğü yerden ayağa kalktı ve kolumdan tuttu:

"Hadi domal şuraya, ilk ben sikeceğim seni."

Çaresizce sapık arzularına boyun eğecektim. Üzerimde kalan son giysi parçaları olan düğmeleri açık bluzumu ve sütyenimi çıkarmamı istediler benden. Emirlerini yerine getirdiğimde üç erkek karşısında anadan doğmaydım. Dedikleri şekilde dizlerimin üstüne çöktüm, öne eğilip dirseklerime ağırlığımı vererek halının üzerinde pozisyon aldım.

"Şu bembeyaz göte bak," dedi arkamda mevzilenen Behiç içini çekerek.

Bir ara kafamı kaldırıp Salih'le göz göze geldiğimizde ihtirasla beni süzdüğünü fark ettim. Tam o anda da arkamda dizlerinin üstüne çökmüş Behiç'in ucundan kaygan sıvılar sızan aleti kadınlığıma baskı yapmaya başlamıştı. İki eliyle belimden kavramıştı. Başını yerleştirip aniden ittirince içimi yara yara sonuna kadar girdi. Dibine kadar sokmuştu. Elimde olmadan kasıldım ve gırtlağımdan boğuk bir çığlık yükseldi.

"Yavaş hayvan, yırtacaksın Serpil Hanım'ı," dedi Kazım.

"Offfff amcığı fırın gibi yanıyor bu kadının," diye homurdandı Behiç.

Hızlı hızlı sokup çıkarmaya başlamıştı ve ben de kayıtsız kalamamıştım bu duruma. Soluk alış verişlerim hızlanmıştı. Kocamla aylardır sevişmemişken şimdi yabancı bir erkek beni düzüyordu. Elimi refleks olarak bacaklarımın arasına götürdüm, bızırımı yokladım. Beni dikkatle takip eden Kazım yılanının gözünden kaçmamıştı yine.

"Hoşuna mı gitti fahişe. Şunu ağzına al da biz de keyfe gelelim."

O da karşımda diz çökmüş sikini dudaklarıma uzatmıştı. Teslimiyetle ağzımı açtım, soktu. Şimdi iki deliğim de dolmuştu. Arkamdaki Behiç vajinamı doldura doldura gidip gelirken Kazım da ritme uymuş, kimi zaman gırtlağıma kadar iteliyordu aletini. Salyalarım çeneme doğru akmaya başlamıştı. Nihayet arkamdaki adam böğürerek boşalmaya başladığında Kazım da sikini çıkardı ve sıvazlayıp suratıma akıtmaya başladı döllerini. Yağmur gibi yüzümü yıkıyordu ve sperm içinde kalmıştım. Elimin tersiyle yüzümü sildim.

"Şuna bir peçete verin," dedi Kazım külodunu giyerken. "Biraz dinlensin, sonra yine devam ederiz. Bu daha başlangıç, karnım acıktı."

Salih ayağa kalktı ve cebinden bir kağıt mendil çıkarıp bana uzattı. Yanaklarımı ve alnımı kuruladım oturduğum yerden. Sadece birkaç kez poker oynadığım iki erkek kumar borcum yüzünden bana tecavüz etmiş, içler acısı bir durumdaydım. Uzanıp bluzumu sırtıma geçirdim, ayağa kalkıp külotumu giydim. Baş dönmelerim artmıştı. Biraz uzansam iyi olacaktı sanki. Sendeleyerek kanepeye doğru yürüdüm. Diğer ikisi odayı terk etmiş, yanımda bir tek Salih kalmıştı. Yatmama yardımcı oldu.

"Sana yiyecek bir şeyler getireyim mi Serpil?"

"Canım istemiyor," diye cevapladım. "Neden onlara engel olmadın?"

"Saçmalama! İstesen rahatlıkla evine gidebilirdin, kimse kalmaya zorlamadı seni. Hem oyunda kaç kere uyardım hatırlıyorsan, masayı terk et, çok kaybettin diye. Ama beni dinlemedin."

"Peki, sana kaç lira borçlandım?"

"Çok para, boşver beni şimdi."

"Meliha Hanım'a da bakiyem çok birikti. Sahi nerede o?"

"Bilmiyorum. Hadi topla biraz kendini. Bu adamları uzun süredir tanırım, öyle bir postayla bırakmazlar seni."

Tahmin ediyordum, Salih'ten viski şişesini istedim. Getirip uzattığında kafama dikip başıma gelecekleri beklemeye başladım. Yavaş yavaş zihnim bulanıyor, gerçeklerle bağlantım kopuyordu. Gözlerim kapanmak üzereydi. Borcumun tamamının ödenmesi için acaba kaç kere ırzıma geçeceklerdi?

Please rate this story
The author would appreciate your feedback.
  • COMMENTS
Anonymous
Our Comments Policy is available in the Lit FAQ
Post as:
Anonymous
1 Comments
sikicisikiciabout 2 years ago

güzel hikaye, devamını bekliyoruz

Share this Story

Similar Stories

Sevgili Karımın Mankenlik Hayali Sevgili karımın manken olmak isterken başına gelenler.in Loving Wives
Canım karımdı O benim Karımla başımıza gelenler.in Loving Wives
Uzun bir hikaye Sonay ve Serkan Alıntı hikaylerden oluşmuştur.in Loving Wives
Damla'nın Hatıra Defteri Yaz tatili gelip çatmıştı.in Loving Wives
Jogging Ormanda jogging yapıyorum.in BDSM
More Stories