Mucella ve Minnos ve Harun

Story Info
Mucellanin deposunda olanlar.
1.3k words
5
2.6k
00
Story does not have any tags
Share this Story

Font Size

Default Font Size

Font Spacing

Default Font Spacing

Font Face

Default Font Face

Reading Theme

Default Theme (White)
You need to Log In or Sign Up to have your customization saved in your Literotica profile.
PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here
sevilenn
sevilenn
26 Followers

Mücella ile her birlikteliğimiz çok zevkli geçiyordu. Birbirimizden çok hoşlanıyorduk. Beraberken saatlerin nasıl akıp geçtiğinin farkında bile olmuyorduk. Kaynanam ve arkadaşlarına, Mücella'nın kimliğini açık etmeden, bir bayan sevgilim olduğunu, ikimizin de bundan çok hoşnut olduğumuzu birkaç kez anlattım.

Mücella bir gün bana kızların "depo" dedikleri üst katın aslında bir buluşma yeri olduğunu söyledi. Dükkandaki iki güzelin bazen günde bir, bazen daha sık üst kata çıktıklarını anlattı.

Mücella, "bazen randevular karışıyor, kızlar müsait olmuyorlar, devreye ben giriyorum" dedi. "Değişiklik çok zevkli oluyor" dedi.

"Zaman zaman seni çağırabilir miyim, kocanla konuşabilir misin?" diye sordu. Hakan'ın böyle bir duruma itiraz etmeyeceğini biliyordum. "Bir deneme yapalım da ondan sonra konuşayım" dedim.

Bir hafta sonra Mücella beni aradı, "Öğleden sonra depoya çıkabilir misin?" dedi. "Kim, neyin nesi" dedim. "Hiç merak etme, çok hoşuna gidecek" dedi.

Ertesi gün dediği saatte kuaföre gittim. Esmer kızla birlikte üst kata çıktık. "Burada istemediğin kadar kıyafet var, beğendiğini giy" dedi, gitti. Mücella'nın bir büyük oda büyüklüğünde iç içe geçmiş dolabından şeffaf bir gecelik buldum, giydim. Çamaşırlarımı çıkardım. Biraz sonra kapı anahtarla açıldı, genç bir adam geldi. Takım elbiseli idi. "Hoş geldin" deyip boynuna sarıldım, dudaklarımı uzattım. Beni heyecanla öptü. Elimden tuttu, salona gittik. Cüzdanını çıkardı, parayı masanın üzerine koydu. Tekrar sarıldım. Teşekkür ettim. Beni okşamaya başladı. Eteğimi kaldırıp bacaklarıma baktı, amcığımı elledi. Tekrar öpmeye koyuldu. Kucağına oturttu. Pantolonunu çözdü. Çok iri bir siki vardı. Hiç konuşmadan kucağında beni kendisine çekerek sikinin üstüne oturacak duruma getirdi. Islanmışım. Sikinin üstüne oturmaya başladım. Yavaş yavaş içime aldım. Öylece durduk, birbirimize bakıyorduk. Hepsi girmemişti. Çok büyüktü. "Başlayalım mı" dedi. Başımı salladım. Bir hamle yaptı, ne olduğunu şaşırdım. Bir hamle daha yaptı. Sonra bir daha, bir daha.

Kollarım titriyordu. Çok hafif hareketler yapmaya başladı. Geldim. Durdu, bekledi. Bir ufak hareket daha yaptı. Tekrar geldim. Tekrar, tekrar, tekrar. Şaşırmıştım. Çılgına döndüm. "Ne olur bırak beni" dedim. Gülümsedi. Devam etti. Çığlık atmaya başladım. "Bırak beni bırak, istemiyorum, bırak bırak, yeter, yeter". Durmadı. O siktikçe ben bağırdım, ağladım, küfür ettim. Devam etti. Sonra durdu, amımdan çıktı, ayağa kalktı, elimden tuttu, yatak odasına götürdü. Yatağa yatırıp üstüme çıktı, sikmeye başladı. Ne olup bittiğini hatırlamıyorum bile. Ne zaman bayıldım ne kadar zamandır baygın yatıyorum, farkında değildim. Gözümü açtığımda Mücella soyunmuş, bana sarılarak yanımda yatıyordu. Gözümü açınca üzerime eğildi, beni öpmeye başladı. Amcığımı parmaklamaya başladı. Orada ne olmuşsa ne değişmişse, tekrar arka arkaya gelmeye başladım.

Geldikçe ağladım. Ağladıkça daha çok beynimde çakıyordu. Dudaklarımın serbest kaldığı bir anda "Yapma Mücella, lütfen yapma, bırak beni" deyip hıçkırıkların arasında çığlıklar attım.

Mücella durdu. Bana sarıldı. Uyumuşum. Uyandığımda hava kararmıştı. Duvardaki saate baktım. Dört saat olmuştu. Kalktım, elimi yüzümü yıkadım, çırılçıplak salona gittim. Mücella televizyon seyrediyordu. Yanına oturdum boynuna sarıldım, yüzünü öpmeye başladım.

"Ne oldu bana" dedim.

"Bu çocuk böyle" dedi. "Adı Harun. Kızlar bunu istemiyorlar. Akılları hep bunda ama dayanamıyorlar, senden beter oluyorlar" dedi. "Bunun annesi benim müşterim, bir gün anlattı. Beş altı senedir annesini sikiyormuş. Kadın, kocam evden çıkar çıkmaz bu hayvan üstüme çıkıyor, her seferinde bayılıyorum, evde iş güç yapamaz oldum, aptal oldum diye anlattı. Sen onu bize gönder biz hallederiz dedim ama işte kızlar ikisi de artık bu çocuğu istemiyorlar. Seni bu nedenle çağırdım" dedi.

"Ben istiyorum, her geldiğinde beni çağır" dedim.

"Hadi kalk giyin, seni eve bırakayım" dedi. Çıktık. Arabasıyla beni götürdü, arabadan inerken uzandı, yanaklarımdan öptü. "Kocanla sikiş, çocuk bayram etsin, Harun'un etkisi daha birkaç saat devam eder" dedi.

O gece çok yorulmuşum. Hakan beni saatlerce sikti. Doyamadı.

Sabahleyin "Sana dün ne oldu, kim sikti seni?" diye sordu. Kahvaltıda anlattım. Mücella'yı, depoyu, Harun'u anlattım. Annesinin Mücella'ya anlattıklarını, kızları tek tek saydım.

"Annenle bu Harun'u sikiştirsek" dedim. Cevap vermedi. Çantasını aldı, gitti.

Harun bir ay kadar sonra beni Mücella'nın deposunda bir daha sikti. Gene aynı şey oldu. Parasını almadım.

Bir daha görünmedi. Mücella'ya sordum. "Kayıp" dedi. "Annesi öldürüldüğünü düşünüyor" dedi. "Babası, zengin bir kadın kaçırdı diyormuş" dedi. 25 yaşında idi.

O sene ayda bir, iki ayda bir, çok sık olmamak şartıyla Mücella beni işe çıkardı. Daha ziyade gençlerle birlikte oluyordum. Minnoş'umu orada buldum. Lise öğrencisi idi. Sanıyorum lise iki olmalı. Çok güzel bir çocuk. Sikiştikçe sikişesim geliyordu. Parası yetmediği için gelemiyormuş. Mücella'ya söyledim, arabasıyla bir gün bizim eve bıraktı. Hakan seyahatteydi. Bütün gün ve ertesi gün Minnoş'umu siktim.

Annesi telaşa kapılmış, aramaya başlamışlar. Sonunda bizim evi aradılar. Annesi ile konuştum, "Hiç merak etmeyin akşama size teslim edeceğim" dedim. Akşam Minnoş'u evine götürdüm. Annesi kapıda beklermiş. Minnoş'uma sarıldı öptü, sonra çok ısrar etti, beni eve aldı. Çay yapmış, börek yapmış, beklermiş. O akşam gece saat 11'e kadar Minnoş, ben ve annesi oturduk, sohbet ettik. Minnoş bir geldi, sarıldı beni öptü, bir gitti annesini öptü. Annesini de beni de dudaktan öpüyordu. Benim mememi de annesinin memesini de zaman zaman sıkıyordu. Ben de bazen Minnoş'un sikini avuçluyordum. Annesi bunu yapmadı.

Derken, Minnoş'un pantolonunun arkasından elimi soktum, kalçalarının arasından göt deliğine dokundum. Sıktım. Ayaktaydık. Annesi karşımda koltukta oturuyordu. Elimin hareketlerinden Minnoş'un göt deliğini parmakladığım herhalde belli olmuştur. Minnoş annesine arkası dönük, götünde parmağım, hafif hafif girip çıkarken boynuma sarıldı, başını omzuma koydu, inledi durdu. Annesi ile karşılıklı göz göze idik. Gülümsedim. Annesi de gülümsedi. Dudaklarımı yaladım. Kadın da gözlerimin içine baka baka dudaklarını yaladı. Sonra kadın kalktı, "ben müsaade isteyeyim" dedi, bizim yanımızdan geçerken "sık sık gelin lütfen" dedi, yanak yanağa öpüştük. O sırada kadın bir eliyle Minnoş'un götündeki elimi, bileğimden, Minnoş'un pantolonunun üstünden tuttu, diğer eliyle benim götümü elledi.

Bu dediklerimin üstünden dört sene geçti. Minnoş bizim eve serbestçe girer çıkar. Hakan'la tanışırlar, birlikte maça giderler, balığa çıkarlar. Minnoş çok kibardır, Hakan evde iken bana sarkmaz, ben ona sarkarım. Minnoş bana uymaz.

Hakan yokken sikişiriz. Her ay birkaç kere beni siker. Açıkça söylemiyor ama annesini de siktiğinden eminim. Benimle sikişirken annesinin memelerinden, koltuk altlarından, amcığından hatta göt deliğinden konuşuruz.

Bu sene Minnoş bir meseleden dolayı bana küstü, bize gelmez oldu. Bir hafta sonra ben hastalandım. Ağlamaya başladım. Hakan gitti annesiyle konuştu. Annesi Minnoş'u bize getirdi. Kadını içeriye davet ettim. Deli gibi olmuşken mutluluktan uçar hale geldim. Annesinin yanında Minnoş'un her yerini ellemeye başladım. Annesi "Hadi oğlum sen çık yukarı yat" dedi. Minnoş çıktı.

Kadın benim kanepeye geldi, yanıma oturdu, bana uzandı, dudaklarıma yumuldu. Kendimden geçmek üzereyken ara verdi, "size minnettarım" dedi. "Sizi çok beğeniyorum, oğlumla yakınlaştığımızda her tarafınızı bana anlatıyor" dedi. Uzanıp boynumu öpmeye başladı, elini de eteğimin içine sokup bacaklarımı okşadı. Kulağıma eğildi, fısıltı ile "Oğlum bir hafta sana emanet, bu hafta Hakan bey evde olmasın, bana gelsin, bende kalsın" dedi. "Merak etme" dedi.

Döndüm, kadını dudaklarından öpmeye başladım. "Hakan götünün parmaklanmasından çok hoşlanır dedim". "Annesi alıştırmış" dedim. "Annesi de götten vermeyi çok sever" dedim.

"Anladım güzelim" dedi. "Görev anlaşılmıştır, merak etme" dedi.

Kadın gitti. Hakan'ı kadına yolladım. Yanına bir bavul çamaşır ve elbise verdim.

O bir hafta boyunca Minnoş'la bizim evde sikiştik. Hep çıplaktık. Gece gündüz sikiştik. Moldovyalı kadın önce tepki verir gibi oldu, baktı aldırış eden yok, alıştı.

Bir hafta sonra Minnoş evine döndü. Evde Hakan'ın eşyalarını bulmuş. Kıskanç sevgiliyi oynamış. Annesi "gel buraya" demiş, Hakan'la sikişme videolarını takıvermiş. Minnoş bu olayı bana anlatırken annesini o gün defalarca götünden siktiğini anlattı. Beni domalttı, götümden sikerken annesinin götünü nasıl siktiğini anlattı.

Minnoş'un annesi Hakan'ı bir hafta hamur gibi yoğurmuş. Hakan, tıpkı bizim gibi bir hafta izin alıp kadının evinde kalmış. Bir hafta boyunca sikişmişler.

Hakan'ın bavulunda bir kutu içinde iki tane göt tıkacı buldum. Hakan'a bir şey söylemedim. Kadını aradım, "tıkaç buldum" dedim.

Kadın "Ben koydum onları oraya güzelim benim" dedi. "Oğlum seninle, Hakan benimle. Bundan sonra böyle tatlım benim" dedi. "Hakan'ın götveren olmasını istiyorsan, emrin başım üstüne, yaparım" dedi. "Yok istemiyorsan, o zaman benim oğlumun götünü de sen koruyacaksın" dedi.

"Hakan'ın annesi" dedim.

Lafımı böldü, "biliyorum hayatım" dedi. "Ben sana uydum, bir hafta Hakan'a annesinin götünü anlattırdım. Duyuyorum ki sen de oğluma aynı şeyleri soruyormuşsun" dedi. "Ha Hakan, ha benim oğlum" dedi. "İkisi de benim için aynı değerde, ikisi de senin için aynı değerde." dedi.

"Bir konuda da bir şey söylemek istiyorum" dedi.

"Dinliyorum benim güzel ablam" dedim.

"Hah şöyle" dedi, devam etti. "Aslında iki şey. Birincisi bunların ikisinin de muhteşem siki var ama sike sürülecek akılları yok. İkincisi, Hakan'ın üstüne gitmene gerek yok, eninde sonunda annesini sikmeye başlar" dedi. "Hakan annesini sikmeye başlayınca duruma bakarız, tamam mı deriz, devam mı deriz, o zaman seninle bir karara varırız" dedi.

"Ablam benim, sen beni sik beni" dedim.

"Ona da bakarız, zamanı gelince ona da bakarız" dedi. Ekledi: "Her şey zamanında, her laf zamanı gelince, unutma bunu" dedi.

sevilenn
sevilenn
26 Followers
Please rate this story
The author would appreciate your feedback.
  • COMMENTS
Anonymous
Our Comments Policy is available in the Lit FAQ
Post as:
Anonymous
Share this Story