Muberra Ile Oglu Halil 02

PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here

Bu hanımlar da benim eski sevgililerim olan beyleri de beni arıyorlar. Müberra ablamın ambulanstan ayrılıp Ankara'ya yerleşmesini sağlamamı benden rica minnet istiyorlar.

"Evi de cipi de hazır, kocasını da getirsin, Halil'i de getirsin, onların işi de hazır" diyorlar.

Müberra ablam "hayır" diyor.

"Ben kocamı seviyorum, memleketimden de memnunun, işimi de seviyorum" diyor.

"Hele de ambulanstaki kızlar sanki benim çocuklarım, benim kızlarım, oğlanlar da Halil'in kardeşleri, hepsini çok seviyorum, bırakmam" diyor.

"Bu Ankara işleri benim emeklilikte yalnız kalmamak için, boş oturmamak için bir çeşit hobim" diyor.

"Aile düzenimi bozmam" diyor.

"Halil'in de bu Ankara'dakilerin düzenine katılmasını istemiyorum, onların kendi düzeni var. Ya ben ya Halil, onların düzenini bozabiliriz, neme lazım, böyle uzaktan ve ara sıra iyi" diyor.

Müberra abla elli yaşında.

"Ölmez de sağ kalırsam daha en az yirmi sene sikişirim ben" diyor.

"Hayriye altmışını geçti, Burhan Beyin arkadaşları en çok onu istiyorlar. En fazla sikişen Hayriye" diyor.

"Hayriye'nin torununun düğünü vardı, benim yanımda kocasından boşandılar, Burhan Beyle nikah tuttular, düğün günü Burhan Bey ile birlikte Hayriye'yi düğünün yapıldığı otelde sabaha kadar siktik" dedi.

Raziye:

Müberra anlatıyor, kulaklarıma inanamıyorum. Ankara'dakileri, Hülya'nın tanıştırdıklarını anlatıyor.

Hülya başkalarıyla da tanıştırmak istemiş, Müberra "Yok, bu kadarı bile bana fazla, çok teşekkür ederim" demiş.

İstanbul'daki sevgilisi de Ankara'dakiler de Müberra'yı paraya boğdular. Müberra bir villa bir de cip aldı. Halil ambulans şirketine ortak oldu. Patron oldu. Annesinin patronu oldu.

Hülya'nın kocasının alabalık çiftliği iş yapamadı, zor durumda. Kocası Bodrum Güllükte bir büyük balık çiftliğine yüksek maaşla müdür oldu. Hülya ambulanstan ayrılacak, Bodrum'a yerleşecek. Müberra beni çağırıyor. "Gel birlikte çalışalım, birlikte sikişelim" diyor. "Boş ver Mücella'yı" diyor. "Arada sırada gene gideriz onun yanına" diyor.

"Müberra, senin sevgililerinin hepsi yaşlı, halbuki Mücella beni gencecik çocuklara satıyor, benim hoşuma giden gençlerle birlikte olmak" dedim.

"Seninkiler hep hap kullanıp sikişiyor, benimkiler zaten kendileri hap" dedim.

"Geçen hafta Mücella beni arka arkaya üç tane delikanlıya sattı. Sabah saat onda sikişmeye başladım, akşam saat sekizde eve gittim. Rafet'e olanları anlattım. O da gece yarısına kadar beni sikti" dedim.

"Sabah Rafet evden çıkarken Süleyman gelmiş, Süleyman da beni öğlene kadar sikti" dedim. "Bir günde beş kişi ile sikiştim" dedim.

Eniştenin arkadaşları önümüzdeki günlerde bir Yunan adasına gideceklermiş. İlle de "Raziye'yi ikna etseniz de bize katılsa" diye çok ısrar ediyorlarmış. Onu söyledim.

"Beraber gidelim" dedim. "Çok memnun kalırsın" dedim. "Sen arkadan da yaptırıyorsun, seni kraliçe yaparlar, ikişer ikişer sikerler, onlar da mutlu olurlar" dedim.

Meğerse Müberra hiç tost yaptırmamış. İki erkekle birlikte hiç sikişmemiş.

"Saygı, sevgi yoksa çok rahatsız edici olabilir ama iki erkek de seni seviyorlarsa tadından durulmaz" dedim.

Halil ve Süleyman ile, ikisi ile birlikte deneme yapmasını önerdim.

"Ankara'da bir deneme yapsam sanki daha iyi olur gibime geliyor." dedi. "Halil benim için çok kıymetli, olur da rahatsızlık hissederse ben ölsem daha iyi" dedi.

"Mustafa ile Süleyman, o ikisi olmaz mı sence" dedim.

Sustu. Cevap vermedi.

"Ne düşündüğünü söylemeyecek misin" dedim.

Yine uzun süre sustu, sonra "Raziye, bak ne diyeceğim sana" dedi. "Sevilenin kaynanasının yapma yarak ile Süleyman'ı siktiği o geceyi hatırlıyor musun" dedi.

"Hiç aklımdan çıkmıyor" dedim.

"Mustafa ile Süleyman'ı bir araya hiç getirmemek lazım" dedi. "İkisinde de o eğilim var sanırım. Maazallah, bir o yola girerlerse geri dönmezler" dedi. "Sebebi biz olmayalım" dedi.

"Rafet ile biz bu konuyu defalarca konuştuk" dedim. "Rafet diyor ki, ben Süleyman'da o eğilimi daha çok küçüklüğünde fark ettim, o yüzden o yazlık işini icat ettim. Halamla da konuştuk. O da benimle aynı fikirde. Süleyman'ı küçük yaştan itibaren yaşlı kadınlara bu yüzden alıştırdım ben diyor" dedim.

"Kaynana Süleyman'ı sikerken oğlumun yüz ifadesi gözümün önünden gitmiyor. Verilmiş sadakamız varmış ki o akşam kaynananın oğlu Hakan orada değildi. Hakan orada olsa idi, ki duyduğuma göre o yolun yolcusuymuş, Süleyman'ı bırakmazdı. Hiç aklımdan çıkmıyor" dedim.

Müberra "Karısında, Mehtap'ta da iş yok sanıyorum. Takılmış halanın kıçına gidiyor. Mutlaka farkındadır. Kocasını düşünmesi lazım, kurtarması lazım. Lay lay lom gidiyor karı" dedi.

"Çok dedikodu yaptık. Benim gitmem lazım" dedim. "Kararın nedir, Yunan adasına gelecek misin, sen gelirsen ben de gideceğim" dedim.

"Yunan adasına biz seninle ikimiz gideriz, boş ver enişteyi de Mücella ile konuşabilirsin benim için, denemek isterim" dedi. "Yakışıklı olsun, kibar olsun, temiz koksun" dedi.

Mücella:

Raziye Müberra'dan bahsedince, özel sağlık ambulansı deyince kadını hemen anımsadım. "Ben senin bahsettiğin hatunu gördüm sanıyorum ama o kadın 112 ambulansında idi, özel değildi" dedim.

Zaten 'özel' diye yazmazmış. 112'ye bunlar taşeron firma olmuşlar. Sadece 112 yazarmış.

"O gördüğündür işte" dedi.

"Ben onu gördüm de 'ah bu bende olsa' diye içimden geçirmiştim" dedim.

"Oldu işte, yakışıklı olacak, kibar olacak, temiz temiz kokacak, şartlar bunlar" dedi. "Tabii bir de bu şehrin dışından olacak, buralı olursa Müberra'yı şehirde görmeyen, duymayan kalmadı" dedi.

"Radar üssüne gelen teknisyenler var" dedi. "Geliyorlar, bir hafta üste karanlık odada oturuyorlar, haftada bir gün izinleri var. O gün bana geliyorlar. Üç hafta sonra asıl yerlerine dönüyorlar. Genç, yakışıklı çocuklar. Şehirle hiç ilişkileri yok" dedi.

"Son hafta sonuna Müberra'yı verebilirsin bunlara" dedi.

Anlaştık.

Müberra'yı o hafta sonu esmer güzeli bir teknisyene sattım. Ertesi günü çocuk beni aradı, on kere teşekkür etti. Üç hafta sonra gene yaptık. Gene teşekkür üzerine teşekkür.

Müberra'ya "Tatlım senden çok memnun kalıyorlar, seni üst katta değil de bir dağ evinde satsak nasıl olur" dedim.

"Benim dört çeker cipim var, dağın zirvesine bile çıkar" dedi. "Oğlumun Mercedes VİTO arabası var. Teknisyenleri o dağ evine bırakır, döner, ben cipime atlar giderim. Ertesi gün ben çıktıktan sonra oğlumu ararsınız, gider elemanları dağdan indirir, onları servis yerine yakın bırakır" dedi.

"Elemanlar ne demek oluyor" dedim.

"İkişer ikişer demek oluyor tatlım" dedi.

"Duble yol gibi düşünmek gerekir" dedi. "Doksan kilometre değil de yüz yirmi ile gidiyorsun" dedi.

"Ben yanında olacağım" dedim.

"Birlikte gider, birlikte döneriz, dönünce bize gideriz, benim villamın jakuzisine alırım seni" dedi.

Mememi sıktı, "Gelirken yarım büstiyer giy, meme ucun dışarıda olsun, bir örnek olalım" dedi.

"Ben size katılmam" dedim.

"Bana katılırsın hayatım, onlara değil" dedi.

Dediklerine aynen uyduk. Hiç sorun çıkmadı. Dağ evine birlikte girip ceketlerimizi çıkarınca yirmili yaşlarındaki gençlerin gözleri büyüdü.

Müberra'nın büstiyeri siyah, benimki kırmızı idi. Müberra bana sarıldı, önce dudaklarımdan öptü, sonra mememi öpmeye başladı. Çocukların biri bana öbürü Müberra'ya yöneldi. "İkiniz de oraya, annenize" dedim. "Ben gözlemciyim" dedim. Hiç itiraz etmediler.

Müberra'yı öptüler, okşadılar, sevdiler, tek tek ve birlikte, biri amından öbürü götünden siktiler. Dinlendiler, tekrar yaptılar. Gene dinlendiler, gene siktiler. Onlar dinlenirken ben Müberra'yı okşadım, sevdim. Kedi gibi mırıldandı.

Sabaha karşı gençler yavaşladı. Müberra birinin götüne parmağını soktu, "anneni sikmeyecek misin" dedi. Beni gösteriyordu.

"Hayır" dedim. "Sakın ha" dedim.

Müberra "ananı hep başkaları mı sikecek, soksana anana" dedi.

"Ben senin anan falan değilim, siktir git" dedim.

Üçü birden üstüme geldiler. Ellerimi bağladılar. İki teknisyen bacaklarımı açtı, Müberra amıma yumuldu, emmeye başladı. Müberra, "ver ben tutayım ayağını, ananın amını biraz da sen yala" dedi.

Sarışın delikanlı amıma eğildi, beni çıldırttı. Gelmeye başladım. Biraz önce Müberra'nın arkasını parmakladığı delikanlı beni sikmeye başladı.

Müberra "sik ananı, koy dibine, ananın amına göm" dedi.

Bacaklarımı bıraktılar. Delikanlının beline bacaklarımı sardım. "Göm, göm yavrum, sok bana sok" dedim. Durmadan, arka arkaya geliyordum. Ellerimi çözdüler. Müberra diğerine "Ağzını sik, gırtlağını sik annenin" dedi.

Sikinin ağzıma girdiğini hatırlıyorum. Boğazıma girmesiyle birlikte gözüm karardı. Bayılmışım ama kısa sürmüş olmalı ki kendime geldiğimde boğazıma boşalıyordu. Müberra dudaklarımdan öpüyor, çocuğun belini ağzımdan, çenemden, yanaklarımdan emiyordu.

Müberra çantasına uzandı, kocaman bir yapma yarrak çıkarıp beline bağladı. Biraz önce götünü parmakladığı delikanlının arkasına geçti, yapma yarrağını adamın götüne sokmaya başladı.

Bana işaret etti, "sikini em" dedi. Çocuğun arkasında gidip geldikçe siki öne doğru hareket ediyor, benim boğazımı sikiyordu. Boşaldı. Fışkırdı. Yumuşamadı. Bağırmaya başladı. Çığlık atıyor, titriyor ama boşalamıyordu. Yavaş yavaş ağzıma beli sızıyordu. Müberra arkasından çıktı, ben de sikini serbest bıraktım. Çocuk oracığa yığıldı, sızdı.

İkimiz birlikte diğer genç teknisyene saldırdık. Müberra sikinin üstüne oturdu, ben de yüzüne oturdum. Müberra "em yavrum, ananın amını em yavrum, senin anan orospu, kapı arkalarında ananı sikiyorlar, babanın arkadaşları ananın ağzını sikiyor, amcanlar ananı götten sikiyor, sik ananın amını" diyordu.

Çocuklar perişan oldular.

Gün aydınlanıyordu. Müberra ile birlikte çıktık. İkimiz de büstiyerlerimizin üstüne bir şey giymedik. Arka yoldan dağdan indik. Yollar boştu.

Müberra'nın villasına vardık. Eve girer girmez halının üzerine kıvrılmış uyumuşuz.

Memelerimiz açıkta, belden aşağımız çıplak, yerde saatlerce uyumuşuz. Uyandığımızda hava kararmıştı. Birlikte tam soyunup duşun altına girdik. Birer bornoza sarınıp çıktık. Müberra'nın kocası ile oğlu yemek yapmışlar bizi bekliyorlardı.

Müberra'nın oğlunu görür görmez tanıdım. Raziye'nin oğluyla birlikte bana gelmişlerdi. Aradan herhalde birkaç yıl geçmiştir ama hatırladım. Çok yakışıklı bir genç adam olmuş. Bacak aram ıslandı.

Bende büyük değişiklik olmaya başlamıştı.

Müberra'ya sevgi ile baktım.

12
Please rate this story
The author would appreciate your feedback.
  • COMMENTS
Anonymous
Our Comments Policy is available in the Lit FAQ
Post as:
Anonymous
1 Comments
AnonymousAnonymousover 5 years ago

Sonucta kapali guya iffetli kadin muberra oyle bir sacilmid ki yillarin kasar lezbiyen mamasi mucellayi bile yoldan cikarmis,

isimler karisiyor ama hikaye fantaziler akiyor!

Share this Story

READ MORE OF THIS SERIES