Otobüste Başladi 05

Günler böyle geçiyordu. Genelde hazırolda bekliyorduk. Bazen kahya temizlik yaptırıyordu bize. Hem seks köleleri hem de evin hizmetçileriydik hepimiz. Cemal zaman zaman beni çağırıyor, o harika sikiyle öldüresiye sikiyordu. Elbette dayak ve diğer işkenceler eksik olmuyordu. Bazen konukları geliyor, grup halinde hepimizi sikiyor, dövüyor, pestilimizi çıkarıyorlardı. Adamlarda acıma yoktu hiç. Her türlü işkenceyi yapıyorlardı. Bir seferinde kızlardan birisi dayanamadı. Ağlayarak yalvararak durmalarını, artık istemediğini haykırmaya başladı. Hepimizin gözünün önünde önce meme uçlarını kestiler. Sonra da döve döve öldürdüler kızı. Dehşete kapılmıştım, ama çıkış yoktu buradan. İstiyor muydum, emin değildim. Cemal'in bağımlısıydım ben.

Zaman zaman da başka adamlara yolluyordu beni. Birkaç haftadan fazla geçti böyle. Belki daha da fazlası. Zaman kavramını yitirmiştim artık bu çiftlikte. Sonunda bir gün beni çağırttı. Heyecanla yanına koştum.

"Büyük buluşmaya hazır mısın" dedi gülerek. Anlamamıştım. Boş boş baktım yüzüne.

"Ulan ne salak karısın be" dedi, "ilk geidiğinde gördüğün at ilk yarışını kazandı. Ödülü sen olacaksın demiştim, hatırladın mı şimdi" dedi keyifle. Hatırlamıştım. Kalktı, yürümeye başladı. Peşinden gittim. Adamlarından birkaçı da bizimle geliyordu. Onu kormaktan ziyade bu olayı kaçırmamak için geldiklerinden emindim. Ahıra geldik. Seyis kapıda bekliyordu. Önümüze düştü, içeri girdik. İnanılmaz heyecanlıydım ve açıkçası korkuyordum da. Atın önüne geldik. Kocaman siki arkıyordu aşağı doğru. Çok kalın değildi, ama uzundu. Cemal'in sikinden çok daha uzun. Ödüm patlıyordu. Adamların hepsi dönmüş benim dehşetle bakışımı izliyorlardı. Sonunda Cemal, "haydi lan amcık" dedi, "bütün gün senin keyfini mi bekleyeceğiz?"

Atın olduğu bölmeye girdim. Hayvan biraz huzursuzlanmıştı. Seyis hemen gelip dizginlerini tuttu. Altına girdim. Sikini avucuma alıp masaj yapmaya başladım. Hayvan iyice heyecanlanmıştı. Elimdeki siki giderek sertleşiyordu. Seyisi tutmasa beni ezebilirdi o heyecanla. Cemal'e döndüm. "Ne yapacağım" der gibi baktım.

"Domal altına" dedi, "hayvanın sikini amına daya. Gerisini o hallleder." Kahkaha attı. Diğer adamlar da güldüler. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Atın altında el ve bacaklarımın üstünde bir pozisyon aldım. Dizlerimin üstüne çökemiyordum, çok alçakta kalıyordum o zaman. Kol ve bacaklarımı gererek durdum. Kıçım iyice havada, garip bir duruştu. Bir elimi kaldırdım, hayvanın sikini yakaladım ve amımın üstüne getirdim. Ucu değiyordu artık. Seyis aşırı heyecanlanan hayvanı dizginlemekte zorlanıyordu. Hayvan öne bir hamle yaptı. Az daha ezilecektim. Cemal adamlarına işaret etti. İkisi hayvanın iki yanına geldiler. Bölmenin kanarındaki tahta çite kaldırdılar ön bacaklarını. Bacakları çitin üstünde, şahlanıyor gibi duruyordu. Yeniden pozisyon aldım. Sikini amıma hizaladım. Bu kez başı girmişti içime. Hayvan heyecanla kendini öne atıyor, siki içime giriyordu. Giderek doldurdu koca at yarağı amımı. Çok zorluyordu ve onu tutan adamlar da zorlanıyorlardı. Hayvan amımda hareket etmeye başladı. Çok aşağılık, ama bir o kadar da azdırıcı bir durumdu. Birkaç dakika içinde boşalmaya başlamıştım. Adamlar kahkahalar atıyor, alay ediyorlardı. Umurumda değildi. İyice heyecanlanan atı tutmakta çok sorun yaşıyordu etrafındakiler. Hayvan gücüyle iyice öne yaslanmıştı. Siki artık amımın derinliklerini zorluyordu. Artık içime her girişinde cidden canım yanıyordu. İçim parçalanacak gibi zorlanıyordu. Atın hızlandığı bir anda büyük bir acı duydum ve içim parçalandı. Bir yerlerimi yırtmıştı o koca at siki. Acıyla bağırdım. Çırpınmaya başladım. Artık duramıyordum o halde. Bir acı dalgası daha geldi. Yere yuvarlandım, gözlerim karardı.

Kendime geldiğimde hastanedeydim. İçimde müthiş bir acı vardı. Doktor odama geldi ben ayılınca. "Geçmiş olsun" dedi, "merak etmeyin. Cemal Bey özel bir dostumuzdur. Durumunuz hiç bir yere aksettirilmedi. Çok ciddi bir iç zedelenme olmuş. Kontrol altına aldık. Birkaç gün misafirimiz olacaksınız. Sonra gidebilirsiniz. Ama korkarım birkaç ay sürecek tam iyileşmeniz. Tedavinize evde devam edebiliriz. Şimdi dinlenin."

Çıktı.

Verdikleri ağrı kesicilere rağmen ciddi şekilde canım acıyordu. Yine de birkaç ay rahat olacaktım anlaşılan. Bu halimle işlerine yaramazdım. Dinlenebilecektim sonunda. Bunları düşünürken bir an içimin burkulduğunu hissettim şaşkınlıkla. Evet, birkaç ay rahattım belki, ama Cemal'in sikişlerinden de uzak kalacaktım. Bu halimle bile onu düşünüyor olmam çok saçmaydı. Sinirlerim bozuldu. Kahkahalarla gülmeye başladım.

Birkaç gün sonra taburcu edildim. Doktorum ara sıra uğrayıp kontrol edeceğini söyledi. Cemal'in bir adamı aldı beni ve çiftliğe döndük. Bir süre rahat edecektim. Ya da ben öyle sanıyordum...

Hiç de sandığım gibi olmadı. Cemal gerçekten de acımasızdı. Bana 'bir hiçsin' derken ciddi olduğunu o birkaç ayda anladım. Evet, ciddi sağlık riski nedeniyle içime girmedi kimse o süre boyunca. Ama her seks partisinde bir sehpanın üstünde dört ayak üstünde durmak zorundaydım. Elbette çıplak. Amıma ve götüme dokunulmuyordu. Daha doğrusu 'girilmiyordu'. Ama isteyen ağzımı dilediği gibi kullanıyor, kemerle ya da çıplak elleriyle kalçalarıma, sırtıma, yüzüme istediği gibi vuruyordu. Sikilemediğimden o kısmı diğer kızlarda kullanıyor, bana da dayağın çoğu düşüyordu. O geceleri yarı baygın bitirebiliyordum.

İki ay kadar sonra doktorum tedavinin artık tamamlandığını, yine de bir süre daha dikketli olmam gerektiğini söyledi. Kısa bir süre sonra gerek Cemal'in gerekse onun istediği erkeklerin seks kölesiydim yeniden. Koca bir yıl geçti bu şekilde. Artık vücudum eskisi gibi değildi. Hala fena değildim, ama artık bazı ufak tefek deformasyonlar vardı. Atla olan maceramdan sonra seksten eskisi gibi zevk alamıyordum artık. Yani tümüyle hissiz değildim, ama bir şeyler farklıydı. Açıklaması zor...

Cemal de artık benimle eskisi gibi ilgilenmiyordu. Yeni ve genç gözdeleri vardı. Beni genellikle adamlarına veriyor, onların eğlencesi yapıyordu.

Bir gün adamlarından birisi çağırdı beni yine. "Gidiyoruz" dedi. Arabaya bindik. Şehrin biraz dışında, etrafı duvarlarla çevrili bir yere geldik. Bir sürü erkek dolaşıyordu dışarıda. Kapısından da girip çıkanlar vardı. Arabadan indik. Erkeklerin arasından kolumdan çeke çeke içeri götürdü beni. Kapıda 'genelev' yazıyordu. "Ne oluyor" dedim korkuyla. "Kes lan" dedi adam. İçerdeki evlerden birisine girdik. Evin mamasına "Cemal abi bunu yolladı" dedi, "artık sizin"...

Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. İşi bitmiş, daha doğrusu benim işim bitmiş ve geneleve satılmıştım. Yapabileceğim hiç bir şey yoktu.

O günden beridir her gün onlarca erkek üstümden geçiyor. Kimbilir, yolunuz düşmüşse siz bile sikmiş olabilirsiniz beni...